''16 yıl önce bu ülkeye verdiği sözü tutan, yapamayacağı şeyin sözünü vermeyen bir adam çıkmıştır.''
böyle bir ifade kullanan yazar. buraya binlerce şey yazabilirim de tek bir şeyden bahsedeceğim. bu adam tarafsız ve adil olacağına namusu ve şerefi üzerine yemin etmedi mi? bir kere bile tarafsız ve adil olduğunu gördük mü? bu adam bir gün zengin olursam bilin ki haram yemişimdir demedi mi? böyle bir at gözlüğü olmaz ya.
Taaa 1875 yılında ki dedeleri bulan e devlet, üniversite diplomalarını da yayınlasın, kim nereden mezun görelim xd
O yıllarda okunan ezanın kaydını dinlemiştim. Özellikle üzerinde çalışılıp hazırlanmıştı ve büyük bir özenle okunuyordu. evrensel bir dinin namaz çağrısının her dilde okunabilmesi insanları neden rahatsız eder hiç bir zaman anlamadım, zaten anlamadığınız için her söylenene atlıyorsunuz biat ediyorsunuz, burnumuz o yüzden boktan kurtulmuyor yıllardır.
Okunsa da olur okunmasa da. Herkesin kolunda saati var.
ezanın komple gereksiz olduğu düşüncesindeyim. Kuran'da da ezanla ilgili bir şey olduğunu hiç hatırlamıyorum. Bu bir nevi pavlov'un şartlı refleks deneyi için kullandığı zil gibi bir şey olmuş günümüzde.
Ezan sanılanın aksine tamamen insanlara namaz vakitlerini hatırlatmak için okunan bir şey. Ulvi anlamlar yüklememek gerek. Ve namaz vakitlerini insanlar kendileri de takip edebiliyorlar günümüzde.
Ha yine okunsun tabi. her gün değişiyor namaz vakitleri. Herkes takip edeceğine sadece müezzin takip etsin. Fakat ezan okunurken bazı davranışların yapılmaması ya da ezana duyulan aşırı saygıdan ötürü pozisyon değiştirilmesi falan tamamen insanların uydurduğu saçmalıklar. Ne yani ezan okunmazken allah başka tarafa mı bakıyor da o zaman yapması ayıp değilken ezan okunurken ayıp oluyor?
Allah insan değildir. Misal sırf sen sevişmeyi ayıp bir şey olarak görüyorsun diye allah da ezan okunurken sevişmeyi ayıp olarak görecek değildir. Kendinize gelin.
Edit: daha da ayıp görülen bir eylemi tercih ettim.
ezanın komple gereksiz olduğu düşüncesindeyim. Kuran'da da ezanla ilgili bir şey olduğunu hiç hatırlamıyorum. Bu bir nevi pavlov'un şartlı refleks deneyi için kullandığı zil gibi bir şey olmuş günümüzde.
Ezan sanılanın aksine tamamen insanlara namaz vakitlerini hatırlatmak için okunan bir şey. Ulvi anlamlar yüklememek gerek. Ve namaz vakitlerini insanlar kendileri de takip edebiliyorlar günümüzde.
Ha yine okunsun tabi. her gün değişiyor namaz vakitleri. Herkes takip edeceğine sadece müezzin takip etsin. Fakat ezan okunurken bazı davranışların yapılmaması ya da ezana duyulan aşırı saygıdan ötürü pozisyon değiştirilmesi falan tamamen insanların uydurduğu saçmalıklar. Ne yani ezan okunmazken allah başka tarafa mı bakıyor da o zaman yapması ayıp değilken ezan okunurken ayıp oluyor?
Allah insan değildir. Misal sırf sen sevişmeyi ayıp bir şey olarak görüyorsun diye allah da ezan okunurken sevişmeyi ayıp olarak görecek değildir. Kendinize gelin.
Edit: daha da ayıp görülen bir eylemi tercih ettim.
Hatun olması şöyle dursun, atatürkçülüğü ile beni yakalamış yazar. Boş eleştirilere maruz kalması tabi ki de kaçınılmaz.
Günümüzde atatürkçülük trend(!) değil ne yazık ki...
Konu hakkında, ferhan şensoy'un üç kurşunluk opera'sında geçen bir sözü bırakmak istiyorum buraya:
"Ulan atatürkçülük böyle herkesin benimseyebileceği, bu kadar salak bir ideoloji olamaz ki..."
Bu da ferhan abiden duymak isteyenler için dursun:
Seksenlerin, doksanların kadife modasını hortlatmaya çalışan popüler kültür, yıllarca kadife giyenlere tuhaf gözlerle bakan insanları bile kadife sevici yapabiliyorken, şu an atatürkçülüğe sallayanları da mustafa kemal'in askerleri yapacaktır bir gün.
Bugün karaktersizsiniz o gün de öyle olacaksınız.
Günümüzde atatürkçülük trend(!) değil ne yazık ki...
Konu hakkında, ferhan şensoy'un üç kurşunluk opera'sında geçen bir sözü bırakmak istiyorum buraya:
"Ulan atatürkçülük böyle herkesin benimseyebileceği, bu kadar salak bir ideoloji olamaz ki..."
Bu da ferhan abiden duymak isteyenler için dursun:
Seksenlerin, doksanların kadife modasını hortlatmaya çalışan popüler kültür, yıllarca kadife giyenlere tuhaf gözlerle bakan insanları bile kadife sevici yapabiliyorken, şu an atatürkçülüğe sallayanları da mustafa kemal'in askerleri yapacaktır bir gün.
Bugün karaktersizsiniz o gün de öyle olacaksınız.
Ülkemizde müslümanların yeterince inanç sahibi olmamasından kaynaklanan durum.
Dinsizlik sanılmıyor aslında, öyle olduğu düşünülsün isteniyor.
Müslümanlar, gayri müslimlerin rahat hareketlerini ve yaşam tarzlarını kıskanıyor. Kendi inançlarının yeterince sağlam olmamasından ötürü, "ya onlar haklıysa, ya gerçekten allah yoksa... O zaman onlar dünyada keyif sürmüş, ben ise boşuna zahmet çekmiş ve şükretmiş olacağım..." Düşüncesiyle müslüman olmayanların hayatlarını kısıtlamak ve onların da islami kurallara göre yaşamasını sağlamak istiyorlar.
Oysa ki laiklik, din ya da inanç ayrımı gözetmeyen kurallara göre yaşamayı uygun gören eşitlikçi bir sistemdir.
Bundan öncekiler laiklik ya da atatürkçülük kisvesiyle insanlara işkence etmiş olabilirler. Bu, kavramları değil şahısları bağlar. Tıpkı bugün müslümanlık köpek tecavüzcülüğüdür diyemiyor oluşumuz gibi, hiçkimse de laiklik için işkencecilik ve dinsizliktir diyemez.
Edit: bilinçaltındaki bu endişe ve belirsizliği yüzlerine vurduğunuzda ise: inkâr eder, "hayır ben hiç şüphe duymuyorum. Allah kesinlikle var..." "Gayrimüslimler bizim dinimizi yaşamamıza engel oluyorlar; o yüzden onların da islam kurallarına göre yaşaması gerektiğine inanıyorum." derler.
Çoğu da bilinçaltındaki bu iman zayıflığının farkına varamazlar ve gerçekten sağlam müslümanlar olduklarını o yüzden diğer herkesin de onlar gibi olmasını istediklerini zannederler.
Bir başkasının neye inandığını ya da neye inanmadığını niçin umursadıklarını açıklayamazlar. Ama gerçekte, hiçbir tanrıya inanmayanların dünyadan aldıkları keyfi kıskanırlar. Gerçek bir ahiret bilincine sahip değillerdir. Kendisi hakkındaki acı gerçekleri yüzüne vurduğunuz her insan gibi inkar ederler. Bilinçaltının büyülü dünyasından bihaberlerdir.
Dinsizlik sanılmıyor aslında, öyle olduğu düşünülsün isteniyor.
Müslümanlar, gayri müslimlerin rahat hareketlerini ve yaşam tarzlarını kıskanıyor. Kendi inançlarının yeterince sağlam olmamasından ötürü, "ya onlar haklıysa, ya gerçekten allah yoksa... O zaman onlar dünyada keyif sürmüş, ben ise boşuna zahmet çekmiş ve şükretmiş olacağım..." Düşüncesiyle müslüman olmayanların hayatlarını kısıtlamak ve onların da islami kurallara göre yaşamasını sağlamak istiyorlar.
Oysa ki laiklik, din ya da inanç ayrımı gözetmeyen kurallara göre yaşamayı uygun gören eşitlikçi bir sistemdir.
Bundan öncekiler laiklik ya da atatürkçülük kisvesiyle insanlara işkence etmiş olabilirler. Bu, kavramları değil şahısları bağlar. Tıpkı bugün müslümanlık köpek tecavüzcülüğüdür diyemiyor oluşumuz gibi, hiçkimse de laiklik için işkencecilik ve dinsizliktir diyemez.
Edit: bilinçaltındaki bu endişe ve belirsizliği yüzlerine vurduğunuzda ise: inkâr eder, "hayır ben hiç şüphe duymuyorum. Allah kesinlikle var..." "Gayrimüslimler bizim dinimizi yaşamamıza engel oluyorlar; o yüzden onların da islam kurallarına göre yaşaması gerektiğine inanıyorum." derler.
Çoğu da bilinçaltındaki bu iman zayıflığının farkına varamazlar ve gerçekten sağlam müslümanlar olduklarını o yüzden diğer herkesin de onlar gibi olmasını istediklerini zannederler.
Bir başkasının neye inandığını ya da neye inanmadığını niçin umursadıklarını açıklayamazlar. Ama gerçekte, hiçbir tanrıya inanmayanların dünyadan aldıkları keyfi kıskanırlar. Gerçek bir ahiret bilincine sahip değillerdir. Kendisi hakkındaki acı gerçekleri yüzüne vurduğunuz her insan gibi inkar ederler. Bilinçaltının büyülü dünyasından bihaberlerdir.
kemal kılıçdaroğlu biraz olsun chp'yi düşünüyorsa artık elini eteğini çeker iyi kötü başka birine bırakır partiyi.ha pek bir şey değişir mi zor ama kılıçdaroğluyla gerçekten olmuyor bu bir gerçek.şu da bir gerçek ki chp'nin kemikleşmiş oyu asla değişmez.o kemik asla değişmez de üstüne koyabilmesi açısından bir şey yapılması lazım.
7 göbek halk partili ve akabinde halkçı ecevitci bir ahalinin ferdi olarak ne ben ne biricik eşimin oy vermemesine sebebiyet verecek kurultay.
Biz karabağ türküyüz. Bizden akp'ye oy çıkmaz. 80 milyonda 800 kişiyiz. Biz vatanperver atatürkçü bir aileyiz lakin bizden artık halk partiye de oy çıkmaz.
Yine gel samsundan sarı saçlı mavi gözlüm.
Biz karabağ türküyüz. Bizden akp'ye oy çıkmaz. 80 milyonda 800 kişiyiz. Biz vatanperver atatürkçü bir aileyiz lakin bizden artık halk partiye de oy çıkmaz.
Yine gel samsundan sarı saçlı mavi gözlüm.
yargıtay “Ekonomik durumu yetersiz olan eşine, olanağı olduğu halde harçlık vermemek ekonomik şiddet olmakla boşanma sebebidir” diye bir karar almış. karar eski mi yeni mi bilmiyorum ama bence yerinde bir karar olmuş. hem bu imkan eşitliğinin sağlanması açısından önemli hem de cimri insanlara karşı bir antipatim var.
Hiçbir yazısına denk gelemedim henüz. ama nickini sevmedim değil. Şahsen "Kemalist" yerine "atatürkçü" kelimesini tercih ediyor olsam da mühim olan düşünce sistemi. Hoş gelmiş.
Atatürkü doğru anlamış, çoğu görüşünü paylaştığım, laik sözlük zamanı düşüncemin uyuştuğu birkaç yazardan biri.
fazla değil kısa bir süre sonra "kandırıldık" diyecek yine birileri. umarım ve dilerim iş işten geçmiş olmaz. kendi halkını bölen böldüklerinin bir kısmına düşman olanlara yeni osmanlı cumhuriyetinde "kuvayı milliye" deniyormuş. bunu da öğrenmiş olduk.
emperyalist güçlerin suriyeyi bölmek için 2011 yılından beri kullandıkları yapı.
emperyalist güçlerin suriyeyi bölmek için 2011 yılından beri kullandıkları yapı.
Türkiye'nin ve orta doğu'nun kurtuluş reçetesi. tabii hakiki kemalizm'den bahsediyorum...
Adettendir hoşgelmiş diyelim. Mustafa Kemal Atatürk ve memleket sevgisine şapka çıkarır önünde saygıyla eğilirim. Gelgelelim dört dörtlük müslüman olmasam da Hz.Muhammed hakkındaki görüşlerine katılamayacağımı da ifade edeyim.
Zira biz yaşadığını bilmiyor sadece inanıyoruz ve hatırasına saygı duyuyoruz. bir dinin peygamberi hakkında kandırmış tabiri olmamış.
Yine de hakaret içermeyen her türlü düşünceye saygı duymak da boynumuzun borcudur.
Hoşgelmiş sefa gelmiş.
Zira biz yaşadığını bilmiyor sadece inanıyoruz ve hatırasına saygı duyuyoruz. bir dinin peygamberi hakkında kandırmış tabiri olmamış.
Yine de hakaret içermeyen her türlü düşünceye saygı duymak da boynumuzun borcudur.
Hoşgelmiş sefa gelmiş.
kağıdın yanma derecesi olmakla beraber Ray Bradbury'nin ilk olarak 1951 yılında basılan, distopya kitabının adıdır. kitapta 10 yıldır kitapları yakan bir itfaiyecinin günün birinde bir genç kızla karşılaşması sonucu yaşadığı aydınlanma konu ediliyor. ayrıca kitabın filmi de mevcuttur. okuyun, okutturun efenim.
ukteci: kozmos
ukteci: kozmos
sözlük bünyesinde bulunan entrylerin moderasyon tarafından silinme gerekçeleridir. eğer entryniz siliniyorsa aşağıdaki format ya da kural ihlallerinden en az birini taşıdığı içindir. bu kurallar sözlükte bir düzeni sağlamak için getirilmiş olup, entrylerin silinmemesi için uyulması gerekmektedir.
format ihlali nedeniyle silinen entryler;
(bkz:tanım tanım devamı örnek alıntı ya da bkz değil)
*zengin sözlük sınırlarında yazılmış bir entry, şayet ilk entry ise mutlaka tanım, devam niteliğinde bir entry ise tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz olmak zorundadır. entry bu şartlardan herhangi birini sağlamıyorsa formata aykırı sayılır ve silinir. birkaç örnek verelim:
başlık: zengin sözlük
entry: yeni açılan, çok güzel bir sözlük. (legal, yani formata uygun)
entry: her geçen gün bir sözlük açılıyor. (legal değil, yani silinir)
başlık: yine mi güzeliz yine mi çiçek
entry: güzeliz allah sizi inandırsın. (legal değil, yani silinir)
entry: yolda yürürken söylenen bir söz. (legal)
başlık: geçen yolda yürüyorum
entry: "valla mı lan?" (berbat ve çöp bir entry ama legal çünkü, alıntı olduğu tırnak işareti ile belirtilmiş)
entry: - allah hepinizi kahretmesin! (berbat ve çöp bir entry ama bu da legal çünkü, bu da alıntı)
entry: allah seni kahretsin. - ali (berbat ve çöp bir entry ama bu da legal çünkü, bu da alıntı)
entry: dünyanın en güzel korku hikayesinin ilk cümlesi. (legal ve düzgün)
- başlığın ilk entrysi başlığı tanımlayacak nitelikte olup, genel anlam taşımalıdır.
- entry içeriği başlıkla uyumlu olup, tanım, tanım devamı, örneklendirme formatında devam etmelidir.
(bkz:alıntı ya da örnek olmadığı halde türkçe değil)
* zengin sözlük'ün dili türkçe olduğu için, yönetim olarak, entry'lerin içeriğinin de türkçe olmasını bekliyoruz, iki istisna hariç; entry'nin örnek ya da alıntı olması durumu. şayet girilen entry alıntı ya da örnek ise entry'nin diline bakılmaksızın entry sözlük dahilinde kalmaya devam eder. entry'nin alıntı olduğunu belirtme yolu entry'de alıntı olduğunu gösteren noktalama işaretleri ya da birtakım başka işaretçiler (hayal gücünüze kalmış) kullanmaktır.
(bkz:kendisinden önce bir tanım mevcut değil)
* şayet "x" başlığını açan yazar uçtuysa ya da tanım içeren çok güzel entry'sini sildiyse hemen altındaki ilk entry başlığın ilk entry'si olacaktır. sözlük kuralları gereği, bir başlıktaki ilk entry tanım içermek zorundadır. bu sebeple, "başlığın yeni ilk entry'si"nde de o özellik aranır ve o özellik yoksa entry bu gerekçe ile silinir. bu gerekçe ile silinen entry'nin sahibi yazara hiçbir yaptırım uygulanmaz. yalnızca entry ya da entry'ler bu gerekçe ile silinip başlıktaki ilk entry'nin tanım içermesi şartı sağlanır. yazar dilerse daha önce silinen entry'sini başlıktaki ilk entry'nin tanım içerme şartı sağlandıktan sonra tekrar ve aynı şekilde girebilir.
(bkz:başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor)
* şayet bir entry, içinde bulunduğu başlık içindeki entry'leri refere ediyor ya da cevap niteliği taşıyorsa, refere ettiğini belirten kısım entry'den çıkarılınca ya da refere ettiği entry silinince anlamsız oluyorsa bu gerekçe ile silinir.
başlık: zengin sözlük
entry: çok güzel bir sözlük. (legal, yani formata uygun)
entry: neresi güzel, allah belanızı vermesin. (başlıktaki diğer entryi refere ediyor, legal değil, yani silinir)
(bkz:devam ettirdiği entry'ler silinmiş)
* sözlükte “tanım devamı” ya da “bütünleme” olarak bilinen kavramla ilgili olan bu gerekçe, devam ettirdiği (bütünlediği) entry sözlükten silinirse ortada kalacak ve hiçbir şeyi bütünleyemeyecek entry'leri silmek için kullanılacaktır.
(bkz:entry başlığın sözlükteki haliyle ilgili)
* içinde bulunduğu başlığı tanımlamak yerine, başlığın sözlükteki haliyle ilgilenen yani başlığı “başlık” ya da “entry” gibi sözlük ifadeleriyle tanımlayan entry'leri silmek için kullanılan bir gerekçedir. örnek olarak;
başlık: zengin sözlük
entry: zenginliğin ne olduğunu insana düşündüren başlık (legal değil, silinir)
format uygunluğu taşımasına rağmen silinen entryler:
(bkz:daha önce yazılmış zaten bu)
*birbirinin birebir (bu ifade çok önemli. altını çizelim: birebir!) aynı olan entry'leri silmek için kullanılan entry silme gerekçesi. şayet bir entry daha önce yazılmış bir entry'de yer alan ifadelerden farklı olarak yalnızca bir tane ifade bile eklemiş olursa (tabii ki entry'yi farklı hale getirmek şartıyla) ilgili entry silinmez ve sözlükteki hayatına devam eder.
genellikle söz, alıntı, şarkı, film vb. anket başlıklarda sıklıkla kullanılır bu gerekçe. bilginize.
(bkz:hukuken sakıncalı olabilir)
*kendi kendini tanımlayan ve içeriği konusunda hiçbir şey yazılmayıp tamamen yasalar üzerinden işlem yapılmasını gerektiren bir gerekçedir. bu gerekçe ile işlem yapma yetkisi “hukukçu”lardadır. gerektiği durumlarda moderatörler de inisiyatif kullanıp bu gerekçe ile işlem yapabilirler.
(bkz:nefret söylemi)
*kendi kendini tanımlayan ve içeriği konusunda hiçbir şey yazılmayıp hukukçuların işlem yapmasını zorunlu tutan bir gerekçedir. bu gerekçe ile işlem yapma yetkisi “hukukçu”lardadır. gerektiği durumlarda moderatörler de inisiyatif kullanıp bu gerekçe ile işlem yapabilirler.
düşünceyi açıklama özgürlüğünün kötüye kullanılması örneklerini içerir. türk ceza kanunu'ndaki "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçu zaten bu kapsamdadır. bunu daha da geniş yorumlayarak sözlüğün zenginliğine bir şey katmayan, kışkırtıcı siyasi entry'lerin tümü (din/ırk vs ayrımı yapanlar) bu gerekçe ile silinebilir diyebiliriz.
kural ihlalleri sebebi ile silinen entryler:
* soru başlığa cevap niteliği taşıyan entryler
* kendinden önceki entrylere cevap niteliği taşıyan entryler
* bir başka yazarı refere eden entryler
* daha önce yazılmış olan entryler
* bir başka kaynaktan kopyalandığı halde alıntı olduğu belirtilmeyen entryler
* tck uyarınca suç kapsamı taşıyan entryler
* herhangi bir kurum ya da şahısa hakaret içeren entryler
* bkz seçeneği ile diyalog niteliği taşıyan entryler
ve ayrıca manifestoda yer alan kurallara uygunluk taşımayanlar;
(bkz:zengin sözlük manifestosu)
format ihlali nedeniyle silinen entryler;
(bkz:tanım tanım devamı örnek alıntı ya da bkz değil)
*zengin sözlük sınırlarında yazılmış bir entry, şayet ilk entry ise mutlaka tanım, devam niteliğinde bir entry ise tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz olmak zorundadır. entry bu şartlardan herhangi birini sağlamıyorsa formata aykırı sayılır ve silinir. birkaç örnek verelim:
başlık: zengin sözlük
entry: yeni açılan, çok güzel bir sözlük. (legal, yani formata uygun)
entry: her geçen gün bir sözlük açılıyor. (legal değil, yani silinir)
başlık: yine mi güzeliz yine mi çiçek
entry: güzeliz allah sizi inandırsın. (legal değil, yani silinir)
entry: yolda yürürken söylenen bir söz. (legal)
başlık: geçen yolda yürüyorum
entry: "valla mı lan?" (berbat ve çöp bir entry ama legal çünkü, alıntı olduğu tırnak işareti ile belirtilmiş)
entry: - allah hepinizi kahretmesin! (berbat ve çöp bir entry ama bu da legal çünkü, bu da alıntı)
entry: allah seni kahretsin. - ali (berbat ve çöp bir entry ama bu da legal çünkü, bu da alıntı)
entry: dünyanın en güzel korku hikayesinin ilk cümlesi. (legal ve düzgün)
- başlığın ilk entrysi başlığı tanımlayacak nitelikte olup, genel anlam taşımalıdır.
- entry içeriği başlıkla uyumlu olup, tanım, tanım devamı, örneklendirme formatında devam etmelidir.
(bkz:alıntı ya da örnek olmadığı halde türkçe değil)
* zengin sözlük'ün dili türkçe olduğu için, yönetim olarak, entry'lerin içeriğinin de türkçe olmasını bekliyoruz, iki istisna hariç; entry'nin örnek ya da alıntı olması durumu. şayet girilen entry alıntı ya da örnek ise entry'nin diline bakılmaksızın entry sözlük dahilinde kalmaya devam eder. entry'nin alıntı olduğunu belirtme yolu entry'de alıntı olduğunu gösteren noktalama işaretleri ya da birtakım başka işaretçiler (hayal gücünüze kalmış) kullanmaktır.
(bkz:kendisinden önce bir tanım mevcut değil)
* şayet "x" başlığını açan yazar uçtuysa ya da tanım içeren çok güzel entry'sini sildiyse hemen altındaki ilk entry başlığın ilk entry'si olacaktır. sözlük kuralları gereği, bir başlıktaki ilk entry tanım içermek zorundadır. bu sebeple, "başlığın yeni ilk entry'si"nde de o özellik aranır ve o özellik yoksa entry bu gerekçe ile silinir. bu gerekçe ile silinen entry'nin sahibi yazara hiçbir yaptırım uygulanmaz. yalnızca entry ya da entry'ler bu gerekçe ile silinip başlıktaki ilk entry'nin tanım içermesi şartı sağlanır. yazar dilerse daha önce silinen entry'sini başlıktaki ilk entry'nin tanım içerme şartı sağlandıktan sonra tekrar ve aynı şekilde girebilir.
(bkz:başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor)
* şayet bir entry, içinde bulunduğu başlık içindeki entry'leri refere ediyor ya da cevap niteliği taşıyorsa, refere ettiğini belirten kısım entry'den çıkarılınca ya da refere ettiği entry silinince anlamsız oluyorsa bu gerekçe ile silinir.
başlık: zengin sözlük
entry: çok güzel bir sözlük. (legal, yani formata uygun)
entry: neresi güzel, allah belanızı vermesin. (başlıktaki diğer entryi refere ediyor, legal değil, yani silinir)
(bkz:devam ettirdiği entry'ler silinmiş)
* sözlükte “tanım devamı” ya da “bütünleme” olarak bilinen kavramla ilgili olan bu gerekçe, devam ettirdiği (bütünlediği) entry sözlükten silinirse ortada kalacak ve hiçbir şeyi bütünleyemeyecek entry'leri silmek için kullanılacaktır.
(bkz:entry başlığın sözlükteki haliyle ilgili)
* içinde bulunduğu başlığı tanımlamak yerine, başlığın sözlükteki haliyle ilgilenen yani başlığı “başlık” ya da “entry” gibi sözlük ifadeleriyle tanımlayan entry'leri silmek için kullanılan bir gerekçedir. örnek olarak;
başlık: zengin sözlük
entry: zenginliğin ne olduğunu insana düşündüren başlık (legal değil, silinir)
format uygunluğu taşımasına rağmen silinen entryler:
(bkz:daha önce yazılmış zaten bu)
*birbirinin birebir (bu ifade çok önemli. altını çizelim: birebir!) aynı olan entry'leri silmek için kullanılan entry silme gerekçesi. şayet bir entry daha önce yazılmış bir entry'de yer alan ifadelerden farklı olarak yalnızca bir tane ifade bile eklemiş olursa (tabii ki entry'yi farklı hale getirmek şartıyla) ilgili entry silinmez ve sözlükteki hayatına devam eder.
genellikle söz, alıntı, şarkı, film vb. anket başlıklarda sıklıkla kullanılır bu gerekçe. bilginize.
(bkz:hukuken sakıncalı olabilir)
*kendi kendini tanımlayan ve içeriği konusunda hiçbir şey yazılmayıp tamamen yasalar üzerinden işlem yapılmasını gerektiren bir gerekçedir. bu gerekçe ile işlem yapma yetkisi “hukukçu”lardadır. gerektiği durumlarda moderatörler de inisiyatif kullanıp bu gerekçe ile işlem yapabilirler.
(bkz:nefret söylemi)
*kendi kendini tanımlayan ve içeriği konusunda hiçbir şey yazılmayıp hukukçuların işlem yapmasını zorunlu tutan bir gerekçedir. bu gerekçe ile işlem yapma yetkisi “hukukçu”lardadır. gerektiği durumlarda moderatörler de inisiyatif kullanıp bu gerekçe ile işlem yapabilirler.
düşünceyi açıklama özgürlüğünün kötüye kullanılması örneklerini içerir. türk ceza kanunu'ndaki "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçu zaten bu kapsamdadır. bunu daha da geniş yorumlayarak sözlüğün zenginliğine bir şey katmayan, kışkırtıcı siyasi entry'lerin tümü (din/ırk vs ayrımı yapanlar) bu gerekçe ile silinebilir diyebiliriz.
kural ihlalleri sebebi ile silinen entryler:
* soru başlığa cevap niteliği taşıyan entryler
* kendinden önceki entrylere cevap niteliği taşıyan entryler
* bir başka yazarı refere eden entryler
* daha önce yazılmış olan entryler
* bir başka kaynaktan kopyalandığı halde alıntı olduğu belirtilmeyen entryler
* tck uyarınca suç kapsamı taşıyan entryler
* herhangi bir kurum ya da şahısa hakaret içeren entryler
* bkz seçeneği ile diyalog niteliği taşıyan entryler
ve ayrıca manifestoda yer alan kurallara uygunluk taşımayanlar;
(bkz:zengin sözlük manifestosu)
“DEFOLUP gitsinler” dedin...
Suriyeli düşmanlığından başka bir şey bilmedin... Acımasızca saldırdın... Hedef gösterdin... Nefret söylemine tavan yaptırdın... Düşmanlığı körükledin de körükledin... Yalan yanlış bilgilerle Suriyeli düşmanlığına eşsiz katkılar sundun... Toplumda Suriyeli nefretinin oluşması için elinden geleni ardına koymadın...
*
Sonuç?
Sonuç şu:
9 aylık hamile bir kadını, yanındaki bebeğiyle birlikte kaçırıp önce tecavüz ettiler, ardından da kafasını taşla ezerek öldürdüler.
Yazının devamı : http://mobil.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/bu-senin-eserindir-ey-suriyeli-dusmani-40513437
Bir ahmet hakan sıçmığı. Yaşanan olayları suriyeli bir kadının tecavüzüne bağlayacak kadar yaranma çabasına girmiş. İnsanların bu kadar omurgasızlaşabilmesi hayret ettiriyor. Sanki ülkede ilk ve tek tecavüz vakası suriyeli bir kadın. Sebebi de burada istenmiyor olmaları tabii yersen. Olayın iç yüzünü bilmeden işgüzarlık yapmış kendince. Özgecan da suriyeliydi. O yüzden tecavüz edilip yakıldı değil mi? Daha bunlar gibi yüzlercesi varken, türk vatandaşlarından daha fazla imkana sahip olup, buna rağmen yapmadıkları çığırtkanlık kalmayan, sığındıkları ülkenin karısına/ kızına sarkan utanmadan sosyal medyada yayınlayan, en güzel tatil beldelerinin bile ağzına sıçan, buldukları her fırsatta insanın vicdanına oynayan bu insanlar istenmiyor diye yaşanan vahim olayı istemeyenlerin üzerine yık ? Yıkamamış, sıçmışsın.
Suriyeli düşmanlığından başka bir şey bilmedin... Acımasızca saldırdın... Hedef gösterdin... Nefret söylemine tavan yaptırdın... Düşmanlığı körükledin de körükledin... Yalan yanlış bilgilerle Suriyeli düşmanlığına eşsiz katkılar sundun... Toplumda Suriyeli nefretinin oluşması için elinden geleni ardına koymadın...
*
Sonuç?
Sonuç şu:
9 aylık hamile bir kadını, yanındaki bebeğiyle birlikte kaçırıp önce tecavüz ettiler, ardından da kafasını taşla ezerek öldürdüler.
Yazının devamı : http://mobil.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/bu-senin-eserindir-ey-suriyeli-dusmani-40513437
Bir ahmet hakan sıçmığı. Yaşanan olayları suriyeli bir kadının tecavüzüne bağlayacak kadar yaranma çabasına girmiş. İnsanların bu kadar omurgasızlaşabilmesi hayret ettiriyor. Sanki ülkede ilk ve tek tecavüz vakası suriyeli bir kadın. Sebebi de burada istenmiyor olmaları tabii yersen. Olayın iç yüzünü bilmeden işgüzarlık yapmış kendince. Özgecan da suriyeliydi. O yüzden tecavüz edilip yakıldı değil mi? Daha bunlar gibi yüzlercesi varken, türk vatandaşlarından daha fazla imkana sahip olup, buna rağmen yapmadıkları çığırtkanlık kalmayan, sığındıkları ülkenin karısına/ kızına sarkan utanmadan sosyal medyada yayınlayan, en güzel tatil beldelerinin bile ağzına sıçan, buldukları her fırsatta insanın vicdanına oynayan bu insanlar istenmiyor diye yaşanan vahim olayı istemeyenlerin üzerine yık ? Yıkamamış, sıçmışsın.
coğrafya fark etmeksizin gelişmemiş, yok ya bu olmamış dedirtebilecek özelliklere sahip ülkelerin nitelikleridir.
(bkz:lafı öyle bir çevirmek ki cümlenin iflahının kayması)
-yerlere tüküren insanlar.
-sokak hayvanları sorunu.
-çöp sorunu.
-trafik.
-kültürünü almadan teknolojisini almak(türkiye'de metro'da inenleri beklememek oluyor bu)
......
.....
....
...
..
.
(bkz:lafı öyle bir çevirmek ki cümlenin iflahının kayması)
-yerlere tüküren insanlar.
-sokak hayvanları sorunu.
-çöp sorunu.
-trafik.
-kültürünü almadan teknolojisini almak(türkiye'de metro'da inenleri beklememek oluyor bu)
......
.....
....
...
..
.
''savaştan kaçan suriyeliler, sınavsız girdiği üniversiteye devam ederken, sınavda yeterli puanı alamayan evlatlarımız suriye'ye savaşa gidecek.''
hoca yine on ikiden vurmuş.
hoca yine on ikiden vurmuş.
yeni bir zengin sözlük yazarı, ayağına sağlık. hoş gelmiş.
2023 yılında bitecek olup , hayırlısıyla bor madenlerinin de dibine vurup dünya lideri olacağız.
Hemen Ertesi gün musul ile kerkük'de gelecek hayırlısıyla
(Nankörlük nedir , neden yapılır)
Hemen Ertesi gün musul ile kerkük'de gelecek hayırlısıyla
(Nankörlük nedir , neden yapılır)
türkiye'nin atatürk ile inonü'den sonra gelen en önemli devlet adamıdır. yazardır, şairdir. bana göre en dürüst siyasetçidir. nur içinde yatsın. öldüğü gün evlenmiş olmam da kaderin bir cilvesi olsa gerek.
1441'de Cengiz han soyundan gelen hacı giray tarafından kurulan hanlık. ilk parasını 1441'de bastırdığından ötürü resmi kuruluş tarihi olarak 1441 olarak geçer ama tarihi kayıtlarda Kırım'daki tatar varlığı 1200'lere kadar dayanır.
1470'lerde hacı Giray'ın ölümüyle birlikte oğulları nur devlet ile Mengli arasında taht kavgası yaşandı ve osmanlı imparatorluğu duruma el atarak mengli giray'ı yeni han olarak ilan etti ve küçük kaynarca antlaşmasına kadar kırım hanlığı Osmanlı'nın özgür vasalı olarak devlet yaşamına devam etti. hanlık, kendi parasını basabiliyor ve han adına hutbe okutabiliyordu fakat avrupa ile ilgili durumlarda osmanlı ile birlikte hareket ediliyordu ve cenevizlilere, ticari yollara karşı askeri hareketlerde Osmanlı'ya yardım ediyordu. bu şekilde deşti kıpçak'ta Osmanlı'ya kefe, hünkala ve azov'u verdiler.
güney tarafında herhangi bir sorunu olmayan kırım tatarları'nın geniş bozkırlarda diğer halklarla ilgilenecek bol vakti vardı. Altın ordu hanlığı'nın topraklarını kendi topraklarına kattılar, kazan ve astrahan hanlıklarını ele geçirdiler. Moskova knezliğini vergiye bağladılar.
1571'de deşti kıpçak'ta toplanan yüz binlerce tatar'ın Moskova'yı yakıp vergi ödememeye başlayan moskova knezliğini yeniden vergiye bağladığı ise o yüzyılın en önemli olaylarından biridir.
2. viyana kuşatması'na kırım hanlığı'nın zamanında yetişmemesinden ötürü yenilgiden kırım hanlığı sorumlu tutulmuştur. bundan sonra yükselen rusya, Lehistan ve Avrupa'ya karşı Osmanlı'nın Kırım'a yardım etmemesinden ötürü geniş düzlükleri sadece 100 yıl savunabilmişlerdir. 1780'de Rusya tarafından tamamıyla işgal edilmiştir. Ve günümüzde hala işgal altındadır.
1737 Bahçesaray kuşatmasında ruslar hansaray'ın kütüphanesini yakmışlardır ve böylelikle 600 yıla yakın tatarlar'a dair kültürel bilgiler, bilimsel gelişmeler, bir tarih yok edilmiştir.
kırım hanlığı'nın 1510'daki sınırları.
zenginsozluk.com/foto
damgası:
zenginsozluk.com/foto
Bahçesaray'ın bir tasviri:
zenginsozluk.com/foto
1470'lerde hacı Giray'ın ölümüyle birlikte oğulları nur devlet ile Mengli arasında taht kavgası yaşandı ve osmanlı imparatorluğu duruma el atarak mengli giray'ı yeni han olarak ilan etti ve küçük kaynarca antlaşmasına kadar kırım hanlığı Osmanlı'nın özgür vasalı olarak devlet yaşamına devam etti. hanlık, kendi parasını basabiliyor ve han adına hutbe okutabiliyordu fakat avrupa ile ilgili durumlarda osmanlı ile birlikte hareket ediliyordu ve cenevizlilere, ticari yollara karşı askeri hareketlerde Osmanlı'ya yardım ediyordu. bu şekilde deşti kıpçak'ta Osmanlı'ya kefe, hünkala ve azov'u verdiler.
güney tarafında herhangi bir sorunu olmayan kırım tatarları'nın geniş bozkırlarda diğer halklarla ilgilenecek bol vakti vardı. Altın ordu hanlığı'nın topraklarını kendi topraklarına kattılar, kazan ve astrahan hanlıklarını ele geçirdiler. Moskova knezliğini vergiye bağladılar.
1571'de deşti kıpçak'ta toplanan yüz binlerce tatar'ın Moskova'yı yakıp vergi ödememeye başlayan moskova knezliğini yeniden vergiye bağladığı ise o yüzyılın en önemli olaylarından biridir.
2. viyana kuşatması'na kırım hanlığı'nın zamanında yetişmemesinden ötürü yenilgiden kırım hanlığı sorumlu tutulmuştur. bundan sonra yükselen rusya, Lehistan ve Avrupa'ya karşı Osmanlı'nın Kırım'a yardım etmemesinden ötürü geniş düzlükleri sadece 100 yıl savunabilmişlerdir. 1780'de Rusya tarafından tamamıyla işgal edilmiştir. Ve günümüzde hala işgal altındadır.
1737 Bahçesaray kuşatmasında ruslar hansaray'ın kütüphanesini yakmışlardır ve böylelikle 600 yıla yakın tatarlar'a dair kültürel bilgiler, bilimsel gelişmeler, bir tarih yok edilmiştir.
kırım hanlığı'nın 1510'daki sınırları.
zenginsozluk.com/foto
damgası:
zenginsozluk.com/foto
Bahçesaray'ın bir tasviri:
zenginsozluk.com/foto
Kadının esaretini kabul edişidir.
"Biz Demireller'den, Türkeşler'den milliyetçilik dersi almayız. Sevgili kardeşlerim! Biz milliyetçiliği sokak duvarlarına değil, Kıbrıs'ın topraklarına, Ege'nin deniz yataklarına yazmışız. Biz milliyetçiliği Batı Anadolu'nun haşhaş tarlasına yazmışız." Sözünün sahibi hatasıyla sevabıyla bu dünyadan göçmüş rahmetli devlet adamı.
Ülke olarak çok zor durumdayız. Umarım bu harekattan sonra kaybettiğimiz itibarımzı kazanırız. Ve yükselişe geçeriz. Allah yiğitlerimizle beraber olsun.
hoş gelmiş yazar.
ismine laik sözlük'ten aşina olduğum yazar. hoş geldiniz, sefalar getirdiniz efenim... kendisi kaosa bayılır.
aynı kitabı 3-4 defa, belki 10 defa okumaktır. bir kitabı tek seferde okumuş sayılmazsınız. elbette sayfalarda yazanlar aynı kalacaktır; ancak gözlerinizden aynı kalmalarını bekleyemezsiniz. siz değişirsiniz, bakışınız değişir. dolayısıyla kitaplar da "değişir".
bazen buralardan gitmek istediğinizde gidemezsiniz.alın elinize bir kitap sizi alsın götürsün buralardan.uzaklaşın bu dünyadan.kitabınız bittiğinde ve kapağı kapattığınızda bu dünya'ya tekrar hoşgeldiniz.
''niçin bu ülkede meydan okuyanlar ile insanın canına okuyanlar çok ama kitap okuyanlar pek yok?
kitap yalnız okunur da ondan.''
(bkz:dücane cündioğlu)
kitap yalnız okunur da ondan.''
(bkz:dücane cündioğlu)