bizim okullarımızda uygulamaları gerekiyor uygun konularda ama bizim yarak kürek öğretmenlerimiz varsa yoksa düz anlatım. onu da artık slayttan yapıyorlar. yok lan. yapmıyorlar. okuyorlar. aslında böyle bir sürü eğitsel teknik var. müthiş güzel ve geliştiriciler ama bizimkiler hıyar. neyse.
öğrencilere ya şapkalar teker teker verilir rastgele ya da tüm sınıfın aynı şapkayı taktığı düşünülerek yorum ve çözüm yapılır. küçük gruplarda öğrencilere şapkalar dağıtılarak drama da yaptırılabilir. empati ve problem çözme becerileri geliştirilir.
beyaz şapka: tarafsızlık
sarı şapka: iyimserlik
kırmızı şapka: duygusallık
yeşil şapka: yaratıcılık
siyah şapka: karamsarlık
mavi şapka: örgütleyicilik
İnsanı mal mal gülmeye ve eskiyi düşündürüp hüzünlendirmeye iten söylem.
Enlemesine olan fotoğrafların tam anlamıyla yüklenmediği hede. Mesela yüzünüzün fotoğrafını attınız diyelim. Fotoğraf enlemesine görünüyor ve sanki olduğunuzdan daha şişmanmışsınız gibi görünüyorsunuz. Bunun çözümü, fotoğrafı kare ebatlarında kırpmaktır. Fotoğrafınız kare olursa tam oturuyor.
Bu da bir ipucu olsun sizlere swh
Bu da bir ipucu olsun sizlere swh
bütün sosyal ağlarda, forumlarda, whatsapp'ta vb. olduğu gibi, sözlüğümüzde de olan hede.
ve bütün sosyal ağlarda olduğu gibi kare şekilde profil fotoğrafı eklemek gerekli. Sosyal ağlarda büyük fotoğraf eklerken kırpma isteniyor ama sözlükte böyle bi şey olmadığı için tam kare olmayan bi fotoğraf eklerseniz, fotoğraf otomatik olarak kare şekline gelir bu esnada fotoğraf uzar veya genişler.
Fotoğrafı tam kare şekline getirmek için "no crop" ismiyle paylaşılan uygulamaları tavsiye ederim.
ve bütün sosyal ağlarda olduğu gibi kare şekilde profil fotoğrafı eklemek gerekli. Sosyal ağlarda büyük fotoğraf eklerken kırpma isteniyor ama sözlükte böyle bi şey olmadığı için tam kare olmayan bi fotoğraf eklerseniz, fotoğraf otomatik olarak kare şekline gelir bu esnada fotoğraf uzar veya genişler.
Fotoğrafı tam kare şekline getirmek için "no crop" ismiyle paylaşılan uygulamaları tavsiye ederim.
instagram mecrasında da sinirlerimi kaldırmayı başarmışlardır.
diyelim ki dağdan bağımsız, gerçekten silahtan uzak, selo ve saz arkadaşları en hümanist siyasetçiler. onlara oy verdin eyvallah...saygılar şelale...
sen de gerçek bir sevgi pıtırcığısın. uçan kelebeğin kanadına zarar gelmesin istiyorsun. anladık onu da, cepte...
üstelik entelektüelsin de. yandaş olmadığını düşündüğün sol cenah yayın organlarını takip ediyorsun.(sol, diken vs.) "entelektüelitenle döversin bizi". aa pardon, döversin demeyeyim. vahşi bi tabir. "hepimizden entelektüelsiniz."
geçen gün noldu biliyo musun? her zamanki gibi, sollar dikenler aybüke öğretmenin ölümüyle dalga geçer gibi "yoldan geçerken öldü" dediler.
rakka'da ölen 'masum' kıza da ağıtlar yakıldı. onları da okudun, gördün.
ve aynı sen bugün instagram'da yine senin gibi entelektüel, sanatla ilgilenen kürt (hümanist) arkadaşının pkk'nın dağda çekilmiş şarkılı, türkülü şalvarlı teröristlerin enstantanelerinden, görüntülerinden oluşan sözlerini anlamadığım ama büyük ihtimalle terörist marşı diye addedebileceğimiz (sanatsal) videoyu beğendin.
ama, allah var, sorsak, 'analar ağlamasın' kafasındasınızdır. seçim zamanı selo, sırrı, kardeşlik güzellemesi yaparsınız aynı mecradan. nevruz'da apo bayraklarıyla halaya tutuşanları, nevruzu arşa çıkarır, şovunuzu yaparsınız. ama hep de kaçak-göçek, belki açık-seçik de bir bölücü sevicilik var, biliyorum.
benim için dili, dini, fasa-fisosu farketmez. ama yediğiniz kaba da sıçmayın be. kürt değilsiniz biliyorum. gereksiz bir örnek ama benim en yakın arkadaşlarımdan biri kürt. aile ahbabımız kürt. ben de tatarım. türk sayılmam. zaten kim türk kim değil o da belli değil aslına bakarsak. elli çeşit tohum var dnalarımızda. insanız hepimiz işte.
ama gözünün yağını yediklerim. bu ülkede yaşıyorsak. silahla milleti tehdit eden, çocuk kaçıran, baskılayan, doğudaki kürtleri canından bezdiren bi örgütten bahsediyoruz. bunlara kanıp dağa çıkan, çıkardıkları gençler de namaz kıldığı için de dağda "nabıyonuz amk lan siz" diye tehdit eden bir yapıdan bahsediyoruz. demokratlar, insan sevgisi dolup taşıyor ya hani...
şu an türkiye'nin de durumu hiç iyi değil, haklısınız. hükümetten ben de memnun değilim. sağ tandanslı yaklaşımdan ben de memnun değilim. ama solculuk yapacağım diye, kürtçülüğün tekeline girmiş solu da destekle(ye)miyorum.
instagram'da ben bugün bunu gördüm sevgili sözlük.
belki dedesi çanakkale'de şehit düşen torunun, düşmanın maşası olan pkk'lıların videosunu beğendini gördüm. gönlü oraya kaymış belli ki.
beş çayını istanbul'da içmek isteyen generalin memleketinin yayın organı bbc, teröristlere 'kurdish fighters' diyor. 'tr'de 25 milyon kürt var ve hepsi özerklik, bağımsızlık istiyor' diyerek algı operasyonu yapan bir yayın organı. her fırsatta da destekliyor üstü kapalı. bu adamlar destekliyorsa ve sen bunu biliyorsan bu nasıl, anti-emperyalizm? nasıl bir kafa? bu nasıl ne bok yediğini bilmemezlik?
hadi kürt arkadaşlarımız bir umut gördü pkk'da. sosyal medyada, her yerde destekliyor. onu anladık, eyvallah. artık ona söyleyecek bişey yok.
türkçü, turancı olma. bi bok olma, bana ne . . kimse istemiyor bunu ama burası vatan ve onlar da düşman. bu kadar basit. ne istersen ol. ama konu bölücüğe, bölücü seviciliğe geldi mi, hoş değil. hoş değil. ortada bir suç var, ortada kan var, acı var.
mazlumun, mağdurun yanında olma psikolojisi olamaz bu. almanya-san marino avrupa kupası eleme maçı değil bu amk!
kime sevdirmeye çalışıyorsunuz kendinizi. bilmiyorum.
hadi gidin machiatolarınızı içip devleti kurtarın cihangir solcusu kardeşlerim. hatta ne kurtarması lan? #freekurdistan ı kurun. coniler de oraya bi demokrasi getirsin.
diyelim ki dağdan bağımsız, gerçekten silahtan uzak, selo ve saz arkadaşları en hümanist siyasetçiler. onlara oy verdin eyvallah...saygılar şelale...
sen de gerçek bir sevgi pıtırcığısın. uçan kelebeğin kanadına zarar gelmesin istiyorsun. anladık onu da, cepte...
üstelik entelektüelsin de. yandaş olmadığını düşündüğün sol cenah yayın organlarını takip ediyorsun.(sol, diken vs.) "entelektüelitenle döversin bizi". aa pardon, döversin demeyeyim. vahşi bi tabir. "hepimizden entelektüelsiniz."
geçen gün noldu biliyo musun? her zamanki gibi, sollar dikenler aybüke öğretmenin ölümüyle dalga geçer gibi "yoldan geçerken öldü" dediler.
rakka'da ölen 'masum' kıza da ağıtlar yakıldı. onları da okudun, gördün.
ve aynı sen bugün instagram'da yine senin gibi entelektüel, sanatla ilgilenen kürt (hümanist) arkadaşının pkk'nın dağda çekilmiş şarkılı, türkülü şalvarlı teröristlerin enstantanelerinden, görüntülerinden oluşan sözlerini anlamadığım ama büyük ihtimalle terörist marşı diye addedebileceğimiz (sanatsal) videoyu beğendin.
ama, allah var, sorsak, 'analar ağlamasın' kafasındasınızdır. seçim zamanı selo, sırrı, kardeşlik güzellemesi yaparsınız aynı mecradan. nevruz'da apo bayraklarıyla halaya tutuşanları, nevruzu arşa çıkarır, şovunuzu yaparsınız. ama hep de kaçak-göçek, belki açık-seçik de bir bölücü sevicilik var, biliyorum.
benim için dili, dini, fasa-fisosu farketmez. ama yediğiniz kaba da sıçmayın be. kürt değilsiniz biliyorum. gereksiz bir örnek ama benim en yakın arkadaşlarımdan biri kürt. aile ahbabımız kürt. ben de tatarım. türk sayılmam. zaten kim türk kim değil o da belli değil aslına bakarsak. elli çeşit tohum var dnalarımızda. insanız hepimiz işte.
ama gözünün yağını yediklerim. bu ülkede yaşıyorsak. silahla milleti tehdit eden, çocuk kaçıran, baskılayan, doğudaki kürtleri canından bezdiren bi örgütten bahsediyoruz. bunlara kanıp dağa çıkan, çıkardıkları gençler de namaz kıldığı için de dağda "nabıyonuz amk lan siz" diye tehdit eden bir yapıdan bahsediyoruz. demokratlar, insan sevgisi dolup taşıyor ya hani...
şu an türkiye'nin de durumu hiç iyi değil, haklısınız. hükümetten ben de memnun değilim. sağ tandanslı yaklaşımdan ben de memnun değilim. ama solculuk yapacağım diye, kürtçülüğün tekeline girmiş solu da destekle(ye)miyorum.
instagram'da ben bugün bunu gördüm sevgili sözlük.
belki dedesi çanakkale'de şehit düşen torunun, düşmanın maşası olan pkk'lıların videosunu beğendini gördüm. gönlü oraya kaymış belli ki.
beş çayını istanbul'da içmek isteyen generalin memleketinin yayın organı bbc, teröristlere 'kurdish fighters' diyor. 'tr'de 25 milyon kürt var ve hepsi özerklik, bağımsızlık istiyor' diyerek algı operasyonu yapan bir yayın organı. her fırsatta da destekliyor üstü kapalı. bu adamlar destekliyorsa ve sen bunu biliyorsan bu nasıl, anti-emperyalizm? nasıl bir kafa? bu nasıl ne bok yediğini bilmemezlik?
hadi kürt arkadaşlarımız bir umut gördü pkk'da. sosyal medyada, her yerde destekliyor. onu anladık, eyvallah. artık ona söyleyecek bişey yok.
türkçü, turancı olma. bi bok olma, bana ne . . kimse istemiyor bunu ama burası vatan ve onlar da düşman. bu kadar basit. ne istersen ol. ama konu bölücüğe, bölücü seviciliğe geldi mi, hoş değil. hoş değil. ortada bir suç var, ortada kan var, acı var.
mazlumun, mağdurun yanında olma psikolojisi olamaz bu. almanya-san marino avrupa kupası eleme maçı değil bu amk!
kime sevdirmeye çalışıyorsunuz kendinizi. bilmiyorum.
hadi gidin machiatolarınızı içip devleti kurtarın cihangir solcusu kardeşlerim. hatta ne kurtarması lan? #freekurdistan ı kurun. coniler de oraya bi demokrasi getirsin.
1951 yılında Sovyetlerin Ural bölgesinde bulunan Zlatoust kentinde dünyaya gelen Karpov satranca 4 yaşında başladı. 11 yaşında bir başka büyük Rus satranç ustası olan Mikhail Botvinnik'in satranç okuluna başvurduğunda, üç dünya şampiyonluğu bulunan Botvinnik Karpov için “Bu çocuğu satranç hakkında hiçbir şey bilmiyor, bu işte bir geleceği yok.” demiştir. Bunun üzerine bir mektupla satranç startejisini Botvinnik'e anlatan Karpov onun himayesini almayı başarmış ve karşılığını da 16 yaşında Sovyetlerin en genç satranç ustası olarak vermiştir. (Bu alanda eski rekor Fischer'ın yendiği Boris Spassky'e aitti.) 1975 yılında Bobby Fischer'ın kendisiyle oynamayı reddetmesi üzerine dünya şampiyonu ilan edildiğinde satrancı az biraz bilen herkes Karpov'da bundan çok daha fazlası olduğunu biliyordu. Nitekim öyle de oldu ve tüm zamanların en büyük satranç ustalarından biri olarak gösterilen Anatoli Karpov 1975-1985 arasında dünya satranç şampiyonu unvanını korumayı başarmıştır. Rus ekolünden gelmiş olsa da Karpov'un oyun tarzı idolüm dediği José Raúl Capablanca'dan oldukça etkilenmiştir. Sağlam savunması, ince hamleleriyle rakibini hissettirmeden kuşatma altına alması bilinen en büyük özelliğidir. Karpov bu oyun tarzı nedeniyle otoriteler tarafından satranç tahtasının “Boa Yılanı” olarak adlandırılmıştır.
Çocukken seyyar turşucular vardı. Mahallede gezinirken bardakla alırdık ve en çok suyunu severdim.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Bizzat turşunun kendisi hayatımızda büyük bir yer edinirken turşu suyunu inkar etmek olmazdı. Oldukça şahane bir içimi vardır, ağız tadı yerleşmiş kesimin sevdiğidir.
Turşu ile kendimi bildim bileli süren ilişkimizin yanı sıra salt turşu suyuyla tanışmamız eminönü'nde balık ekmek yerken oldu. O nefis ekmek arası norveç uskumrusu ile birlikte ne de güzel gidiyor turşu suyu, muazzam bir şey!
Turşu ile kendimi bildim bileli süren ilişkimizin yanı sıra salt turşu suyuyla tanışmamız eminönü'nde balık ekmek yerken oldu. O nefis ekmek arası norveç uskumrusu ile birlikte ne de güzel gidiyor turşu suyu, muazzam bir şey!
Eski california valisi olan avusturya doğumlu oyuncu, yapımcı, işadamı, politikacı...
Gençliğinde biraz spor yapmışlığı da var derler.
Her şey bir yana kariyerini "schwarzenegger" şeklindeki iğrenç gerçek soyadıyla yapabilmiş olması başlı başına saygı duyma nedeni. İlk başlarda "arnold strong" falan demişler ama çok uzattırmamış. Kişilikli adam vesselam.
zenginsozluk.com/foto
Gençliğinde biraz spor yapmışlığı da var derler.
Her şey bir yana kariyerini "schwarzenegger" şeklindeki iğrenç gerçek soyadıyla yapabilmiş olması başlı başına saygı duyma nedeni. İlk başlarda "arnold strong" falan demişler ama çok uzattırmamış. Kişilikli adam vesselam.
zenginsozluk.com/foto
Tüm adaylara girecek olan sınavlara başarılar dilerim.
misafir havlusudur.. misafir gelecek diye hic kullanilmaz, evin diger bireyleri zimpara gibi havlular kullanmak zorunda kalirlar..
kimseyi kendinizden cok sevmeyin, kendinizi de mumkun oldugunca sevmeyin..
amacini cozemedigim protesto?
cuma namazini kim emrediyor->Allah
sen kime kizdin ->Diyanete
diyanetten kim sorumlu -> Devlet
imam cemaat yokken daha mi az para aliyor -> Hayir
senin namaza gelmemen imamin umrunda mi ->Hayir
gelmedigin namazin hesabini imam mi verecek ->Hayir
kardes, namaz kilmak istemiyoruz deyin gelmeyin. Kimse size zorla namaz kildirmiyor.
cuma namazini kim emrediyor->Allah
sen kime kizdin ->Diyanete
diyanetten kim sorumlu -> Devlet
imam cemaat yokken daha mi az para aliyor -> Hayir
senin namaza gelmemen imamin umrunda mi ->Hayir
gelmedigin namazin hesabini imam mi verecek ->Hayir
kardes, namaz kilmak istemiyoruz deyin gelmeyin. Kimse size zorla namaz kildirmiyor.
iyiyim.
götveren değil miymiş?
t: standart ölücü patrondur.
t: standart ölücü patrondur.
cevabı " olur " olan sorudur.
çay veriyor amk cennetin kudretli ırmaklarından bir tas şarap vermiyor.
çay veriyor amk cennetin kudretli ırmaklarından bir tas şarap vermiyor.
sanırım yazarların çoğu birbirini başka sözlüklerden tanıyor.
cover görmemiş yani el değmemiş hali en güzel hali olan sting şarkısı.
günümüz insanının yalnızlık ve buhranını ufak ufak akıllara kazır. arada hayat ne güzel bi' şey hissi gelir ya işte bu şarkının introsu ve nakarat kısmı bu hissi, insanlara pek bir güzel verir.
şuraya bi' kenarıya koyalım;
günümüz insanının yalnızlık ve buhranını ufak ufak akıllara kazır. arada hayat ne güzel bi' şey hissi gelir ya işte bu şarkının introsu ve nakarat kısmı bu hissi, insanlara pek bir güzel verir.
şuraya bi' kenarıya koyalım;
Finallerde not saklayandır.
Sözlükteki yazar arkadaşlardan biri ama beni hayal kırıklığına uğratan bir yazar. https://zenginsozluk.com/toplu-tasima-araclarinda-yer-vermeyen-insan__17799 entry'sinde bazı yaşlılar tam köpek diyor. Üstüne üstlük 7 artı alıyor!
Arkadaşlar, Eyvallah bazı yaşlılarımızın bazı davranışları gerçekten çekilmez olabiliyor ancak adı üstünde yaşlı, bırakın ne diyorsa desin, siz onların dualarını almaya çalışın. Onların halinde olsanız kimbilir sizler ne yapacaksınız.
Sizleri empatiye davet ediyor ve saygılarımı sunuyorum. Bir yaşlı için hatta bırakın bir yaşlıyı, bir insan için ciddi anlamda bir hata yapmadığı sürece böyle bir hakaret kabul edilemez.
Arkadaşlar, Eyvallah bazı yaşlılarımızın bazı davranışları gerçekten çekilmez olabiliyor ancak adı üstünde yaşlı, bırakın ne diyorsa desin, siz onların dualarını almaya çalışın. Onların halinde olsanız kimbilir sizler ne yapacaksınız.
Sizleri empatiye davet ediyor ve saygılarımı sunuyorum. Bir yaşlı için hatta bırakın bir yaşlıyı, bir insan için ciddi anlamda bir hata yapmadığı sürece böyle bir hakaret kabul edilemez.
Aslında hakkında sayfalarca yazsak da bu hastalığın ağrısını en az bir kere yaşamış kişiler hariç kimseye bu ağrıyı layığıyla betimleyemeyiz. Öyle bir illet. Kişiyi, ölümle yaşam arasındaki çizgiden ölüm tarafına gözleri kapalı zıplatabilecek cinsten. Ölümü bilmem ama kendinize zarar vermekten ciddi anlamda çekinmiyorsunuz. Zamanında ağrıyla bilincimi kaybedip gece yatağımın metal başlığına farkında olmadan kafamı defalarca vurup yarmışlığım ve ağrı geçince olan biteni görüp gidip yarığı diktirmişliğim var. "Bugün başım ağrıyor hafif yhaaa, migren mi vardır bende nedir?" minvalinde cümleler kuran kişilere kafa göz dalasım geliyor mesela, yine de seviyemi koruyup götümle gülmekle yetiniyorum.
Kafanızı matkapla deldiklerinde, mengeneyle sıkıştırdıklarında, bir el göz yuvarlağınızı tutup dışarı çıkarmaya çalıştığında, alnınızdan içeri tornavida sokmaya yeltendiklerinde, sizi baş aşağı çevirip başınızı yere yere vurduklarında hissedebileceklerinizin ortaya karışığı gibi düşünün. Little little into the middle.
Beyin damarlarının kontrolsüz olarak daralıp genişlemesiyle oluştuğu söyleniyor. Damar yüzeyindeki anormal değişiklik kan akış hızının dengesini bozuyor ve bum! Yani bu ağrıyı çekebilmek için maalesef bir beyin sahibi olmalısınız. Ehe ehe. Ayrıca ağrı sonrası siz siz olmaktan çıkıp bu tarz çirkin şakalara da teşebbüs edebiliyorsunuz.
Azıcık ucundan kinci biriyim, nefret ettiğim kişilerin her ne olursa olsun iyiliğini isteyecek kadar yüce gönüllü falan değilim. Fakat söz konusu migren ağrısı olduğunda çeken düşmanım olsa yine de içim sızlar. Yani "Aman aman düşman başına." bile değil.
Muzdariplerine buradan şefkatle sarılıyorum!
zenginsozluk.com/foto
Kafanızı matkapla deldiklerinde, mengeneyle sıkıştırdıklarında, bir el göz yuvarlağınızı tutup dışarı çıkarmaya çalıştığında, alnınızdan içeri tornavida sokmaya yeltendiklerinde, sizi baş aşağı çevirip başınızı yere yere vurduklarında hissedebileceklerinizin ortaya karışığı gibi düşünün. Little little into the middle.
Beyin damarlarının kontrolsüz olarak daralıp genişlemesiyle oluştuğu söyleniyor. Damar yüzeyindeki anormal değişiklik kan akış hızının dengesini bozuyor ve bum! Yani bu ağrıyı çekebilmek için maalesef bir beyin sahibi olmalısınız. Ehe ehe. Ayrıca ağrı sonrası siz siz olmaktan çıkıp bu tarz çirkin şakalara da teşebbüs edebiliyorsunuz.
Azıcık ucundan kinci biriyim, nefret ettiğim kişilerin her ne olursa olsun iyiliğini isteyecek kadar yüce gönüllü falan değilim. Fakat söz konusu migren ağrısı olduğunda çeken düşmanım olsa yine de içim sızlar. Yani "Aman aman düşman başına." bile değil.
Muzdariplerine buradan şefkatle sarılıyorum!
zenginsozluk.com/foto
Yaşarken ölmek evet aynen bu. Ölüyorum.
Gerilim tipi baş ağrısı. Kafayı duvarlara çarpma isteği doğuruyor. İnsanı süründüren bok bir şey.
Dünyanın dört bir yanından, farklı tarihlerde, Atatürk için basılmış posta pulları:
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Özzzzür dileyerek sözünüzü kesiyorum sayın Karahanlı!
Katıldığım önerme. Elma ucuz olabilir, elma yoruyor olabilir. Ancak meyve denilince akla ilk o gelir. Çeşitli anketler, cizimler, profillerde meyvenin sembolü genellikle elmadir.
Ha ben ölümüne mandalinaciyim, bilen bilir. Ama doğruları konuşmak lazım. Elma meyvelerin baronudur. Mandalina da İstanbul'un sefiridir, biat edin.
Katıldığım önerme. Elma ucuz olabilir, elma yoruyor olabilir. Ancak meyve denilince akla ilk o gelir. Çeşitli anketler, cizimler, profillerde meyvenin sembolü genellikle elmadir.
Ha ben ölümüne mandalinaciyim, bilen bilir. Ama doğruları konuşmak lazım. Elma meyvelerin baronudur. Mandalina da İstanbul'un sefiridir, biat edin.
"Mutluluk daha fazlası için uğraşarak değil, daha azdan keyif duyma kapasitesine ulaşma ile elde edilir."
Hevesini kırmak istemiyorum ama Gülmedim.
Ismi "zengin" olan sözlükte fakirliğin trollemesi yapılır, zenginliğin değil. Istikrarli ve edebi şekilde fakir olduğunu anlat, Eyvallah. Biz de "çocuk ne güzel anlatıyor yaff" diyelim.
Olmadı.
Ismi "zengin" olan sözlükte fakirliğin trollemesi yapılır, zenginliğin değil. Istikrarli ve edebi şekilde fakir olduğunu anlat, Eyvallah. Biz de "çocuk ne güzel anlatıyor yaff" diyelim.
Olmadı.
sanırım artık geçerli olmayan durum, 10 yazı yazan herkes elini kolunu sallayarak yazar olabiliyor. neyse seviye düşmez umarım.
vaktiyle bana 2 yıllık ilişkiye vesile olmuş söz öbeği. o zamandan beri favori için teşekkür etmem mesela kimseye. banyoya girerken de bornozumu kendim alırım, seslenip istemem misal. tuhaf şeyler bunlar.
türkiye'dir tabi ki. meselam ramazan ayında dışarıda yemek yerseniz linç edilme gibi bir fırsata sahip olmanız mümkün. bu da bize islamdaki recm cezasını öğretici etkenlerden...
mini etekle gece yolda yürürseniz sapığın biri tarafından en hafif tabirle taciz edilme riskiyle karşı karşıyasınız, şanslıysanız tecavüz eden bile çıkıyor. bu da islamın cinsellik ve nefis üzerine müslümanlara sağladığı çağ ötesi avantajlardan.
cemaatler mesela... 12-13 yaşındaki çocuğunuzu (kız erkek fark etmeksizin) herhangi bir cemaate göndererek ilk cinsel deneyimlerini hocaları tarafından birebir öğretilmesini sağlayabilirsiniz. bu da islamın çocuklara verdiği değeri gösteriyor.
yahu islamda her şey var aslında da milletimiz kıymet bilmiyor. yok neymiş kafa kesicilermiş. yok canım sen de.
mini etekle gece yolda yürürseniz sapığın biri tarafından en hafif tabirle taciz edilme riskiyle karşı karşıyasınız, şanslıysanız tecavüz eden bile çıkıyor. bu da islamın cinsellik ve nefis üzerine müslümanlara sağladığı çağ ötesi avantajlardan.
cemaatler mesela... 12-13 yaşındaki çocuğunuzu (kız erkek fark etmeksizin) herhangi bir cemaate göndererek ilk cinsel deneyimlerini hocaları tarafından birebir öğretilmesini sağlayabilirsiniz. bu da islamın çocuklara verdiği değeri gösteriyor.
yahu islamda her şey var aslında da milletimiz kıymet bilmiyor. yok neymiş kafa kesicilermiş. yok canım sen de.
iyi ve kötü anılarımın olduğu ancak bana her anlamda özgürlüğü anımsatan şehir.
tabi özgürlükten kastım porsuk çayına çıplak girip bir yandan şarkı söyleyerek, bir yandan sevişmek suretiyle totomuza bira şişesi sokmak değil. zihinsel özgürlükten bahsediyorum. aslında bira şişesi fikri de fena değilmiş. denemek lazım.
tabi özgürlükten kastım porsuk çayına çıplak girip bir yandan şarkı söyleyerek, bir yandan sevişmek suretiyle totomuza bira şişesi sokmak değil. zihinsel özgürlükten bahsediyorum. aslında bira şişesi fikri de fena değilmiş. denemek lazım.
her şey güzel hoş ve zamanla daha da iyi olacak. bundan eminim. kafası çalışan ve belli hassasiyetleri olan insanlar tarafından kurulmuş, aynı hassasiyetleri uygulamaya çalışan yazarlar mevcut.
hepimizin bu noktada hatası ve kusuru olacaktır elbet. her daim format dahilinde bir şeyler yazmayacağız. kimi zaman sinirlerimize hakim olamayıp nick altlarında alacağız soluğu, kimi zaman hatalı başlıklar açılacak, nebleyim her sözlükte olan ufak tefek sıkıntılar elbet olacak. bunlar olmalı zaten doğalında. olur da. mühim olan bütün bu olacaklardan sonra aynı hassasiyetimizi devam ettirmemiz, sağduyumuzu bırakmamamız diye düşünüyorum.
türkiye'nin en büyük sözlüğünde olmak yerine (ki ekşi sözlük gerçeği varken bu biraz hayal ürünü) büyük olmayan ama belli standartlar çerçevesinde, kendi yağında kavrulan, samimi insanların olduğu bir yerde yazıyor olmak benim için çok daha anlamlı. instela da her ne kadar itü sözlük'ten itibaren düşüşe geçmiş olsa da hep o aile gibi sıcak ortamını korumuştur. her ne kadar teknik problemlerle boğuşulsa da insanlar birbirlerine karşı belli saygı çerçevesinde yaklaşmıştır. giriler de bu yönde olmuştur. elbette ki arada attention whore'lar türeyecek. elbette ki troller, seri eksiciler, şunlar bunlar olacak, olmalı da zaten dediğim gibi. mühim olan birbirimize olan saygımızı kaybetmememiz. dünya kimsenin etrafında dönmüyor. şu sayfayı kapattığınız anda gerçek hayatla yüz yüze kalıyoruz, hepimizin kendine ait bir özel hayatı ve sosyal hayatı var sözlükten bağımsız olarak.
klavyenin diğer tarafındaki insanların da birer özel hayatının olduğunu düşünerek, onların da oksijen alışverişi yaptığını, birer bot olmadığını düşünerek yazmalı ve bu hassasiyeti incir çekirdeğini doldurmayacak konular yüzünden kaybetmemeliyiz.
sırada istiklal marşı ve kapanış var. teşekkürler.
hepimizin bu noktada hatası ve kusuru olacaktır elbet. her daim format dahilinde bir şeyler yazmayacağız. kimi zaman sinirlerimize hakim olamayıp nick altlarında alacağız soluğu, kimi zaman hatalı başlıklar açılacak, nebleyim her sözlükte olan ufak tefek sıkıntılar elbet olacak. bunlar olmalı zaten doğalında. olur da. mühim olan bütün bu olacaklardan sonra aynı hassasiyetimizi devam ettirmemiz, sağduyumuzu bırakmamamız diye düşünüyorum.
türkiye'nin en büyük sözlüğünde olmak yerine (ki ekşi sözlük gerçeği varken bu biraz hayal ürünü) büyük olmayan ama belli standartlar çerçevesinde, kendi yağında kavrulan, samimi insanların olduğu bir yerde yazıyor olmak benim için çok daha anlamlı. instela da her ne kadar itü sözlük'ten itibaren düşüşe geçmiş olsa da hep o aile gibi sıcak ortamını korumuştur. her ne kadar teknik problemlerle boğuşulsa da insanlar birbirlerine karşı belli saygı çerçevesinde yaklaşmıştır. giriler de bu yönde olmuştur. elbette ki arada attention whore'lar türeyecek. elbette ki troller, seri eksiciler, şunlar bunlar olacak, olmalı da zaten dediğim gibi. mühim olan birbirimize olan saygımızı kaybetmememiz. dünya kimsenin etrafında dönmüyor. şu sayfayı kapattığınız anda gerçek hayatla yüz yüze kalıyoruz, hepimizin kendine ait bir özel hayatı ve sosyal hayatı var sözlükten bağımsız olarak.
klavyenin diğer tarafındaki insanların da birer özel hayatının olduğunu düşünerek, onların da oksijen alışverişi yaptığını, birer bot olmadığını düşünerek yazmalı ve bu hassasiyeti incir çekirdeğini doldurmayacak konular yüzünden kaybetmemeliyiz.
sırada istiklal marşı ve kapanış var. teşekkürler.
eğer bir nehirde iki balık kavga ediyorsa, bilin ki oradan az önce uzun bacaklı bir ingiliz geçmiştir.
amerikan yerlileri söylemiş.
komik.
amerikan yerlileri söylemiş.
komik.
romalıların ince kamışları bir araya getirilip sarmak suretiyle tek parça haline girdiği bir sapı olan balta türü.
zenginsozluk.com/foto
aynı zamanda iktidar simgesiydi. her consul'un 6'şarlı fasces'i vardı. altı aylığına tam yetki verilen dictator ise 12'li fasces taşıyordu.
hem birlikten kuvvet doğduğunun kanıtı olan hem de iktidar simgesi olan bu aletin adı mussolini zamanı italya'da ortaya çıkan totaliter, nasyonal sosyalist yönetim şeklinin ismine de ilham kaynağı olmuştur. (bkz:faşizm)
zenginsozluk.com/foto
aynı zamanda iktidar simgesiydi. her consul'un 6'şarlı fasces'i vardı. altı aylığına tam yetki verilen dictator ise 12'li fasces taşıyordu.
hem birlikten kuvvet doğduğunun kanıtı olan hem de iktidar simgesi olan bu aletin adı mussolini zamanı italya'da ortaya çıkan totaliter, nasyonal sosyalist yönetim şeklinin ismine de ilham kaynağı olmuştur. (bkz:faşizm)
cevizlibağ'dan kalkıp pakistan'a kadar gitsek kimsenin haberi olmaz. ulan yer vermemek için uyuma numarası yapayım dedim, 63.durakta cidden uyumuşum. sabah 11'de bindim, şuan kahramanmaraş dolaylarında bir yerdeyim.
Sevgi pınarı.
Takip ettiğim yazarların tek tek profiline girmek zorunda kalıyorum.
Yazınca uyar, favorileyince uyar, takip ettiğim yazarlar neyi favladı vs.. etkileşimi arttıracağına inanıyorum.
Takip ettiğim yazarların tek tek profiline girmek zorunda kalıyorum.
Yazınca uyar, favorileyince uyar, takip ettiğim yazarlar neyi favladı vs.. etkileşimi arttıracağına inanıyorum.
lisede edebiyat öğretmenimiz;
- gerçek görgülü insan karanlıkta esnerken ağzını kapatan insandır.
derdi... yani insan etrafına göstermelik değil, kendisine duyduğu saygıdan ötürü görgülü olmalı. kendime bunu şiar edinmeye çalışsam da, her daim içimdeki barzo buna engel olmakta. siz yine de karanlıkta esnerken ağzını kapatanlardan olun.
- gerçek görgülü insan karanlıkta esnerken ağzını kapatan insandır.
derdi... yani insan etrafına göstermelik değil, kendisine duyduğu saygıdan ötürü görgülü olmalı. kendime bunu şiar edinmeye çalışsam da, her daim içimdeki barzo buna engel olmakta. siz yine de karanlıkta esnerken ağzını kapatanlardan olun.
kapalı mekanlarda şapka ve türevleri çıkartılır.
telefon kültürü belirli kural kaideler içerisinde yapılan konuşmalardan ibarettir, sonradan çıkmıştır ki kişinin kültür seviyesini de ortaya koyar bir anlamda fakat bunlar herhangi bir yerde yazmaz.
-numarayı çevirdikten sonra ilk söz
-kendini tanıtma biçimi
-karşıdakinin yakınlık derecesine göre konuşmanın üslubu ve şekli
-sırasını kaçırmadan konuşmak, ve beklemesini bilmek
-nefes ve tonlamaları doğru yapmak
-konuşulan konuyu bir sohbet kıvamına getirmeden sadede gelmek.
-kapatmadan önce söylenecek son sözler
-kapatırken telefonun kapatmanın verdiği hafiflik.
ayrıca 'hayır aşkım sen kapat' yada 'şuan üstünde ne var ' sonradan gelen aşk ve cinsellik temalı konuşmalardır,bunlar ekstradır.
-numarayı çevirdikten sonra ilk söz
-kendini tanıtma biçimi
-karşıdakinin yakınlık derecesine göre konuşmanın üslubu ve şekli
-sırasını kaçırmadan konuşmak, ve beklemesini bilmek
-nefes ve tonlamaları doğru yapmak
-konuşulan konuyu bir sohbet kıvamına getirmeden sadede gelmek.
-kapatmadan önce söylenecek son sözler
-kapatırken telefonun kapatmanın verdiği hafiflik.
ayrıca 'hayır aşkım sen kapat' yada 'şuan üstünde ne var ' sonradan gelen aşk ve cinsellik temalı konuşmalardır,bunlar ekstradır.
Yeni kurulan sözlükler için çok kolay bir hadisedir.
Başlıkları ilk açan kişiler için kullanılır bu söz.
Yıllar sonra çok değerli olabiliyor.
Bu entry de onlardan biri olabilir, evet.
Başlıkları ilk açan kişiler için kullanılır bu söz.
Yıllar sonra çok değerli olabiliyor.
Bu entry de onlardan biri olabilir, evet.
Mehmet Fuat,"Nazım Hikmet'i anlamak isteyenler,öncelikle 'iyilik' konusu üstünde durmalıdırlar"diyordu,"Yakınları,'Nazım'ın başına ne geldiyse iyiliğinden gelmiştir'derlerdi.Toplumsal alandaki davranışları da,inancı da,kavgası da,arkadaşlarıyla,kadınlarıyla ilişkileri de hep kişiliğinin en belirgin özelliğinin,'iyiliği'nin etkisinde biçimlenmiş olan şair,yaşamının en büyük acılarını da bu yüzden çekmişti".
Bu yolda her yolun mübah olduğu söyleniyor. Kimler tarafından? Elbette insani ve etik değerlerini kaybetmiş, kendilerine ve çevrelerine saygılarını yitirmiş, böyle bombok ucubeler haline gelmiş kişiler tarafından.
muhtemelen ard arda titreşim gönderme eklentisini de kullanmıştır.
sözlükte temel başlıkların yeni yeni açılmasından, henüz birilerinin damarına basan yazarlar/başlıklar pek olmamasından ve en önemlisi troll eksikliğinden dolayı şimdilik böyle görünen yazarlar.
gün boyunca en çok kullanılanlardan biri "iyiyim." dir.