confessions

dud

2. nesil Yazar - Havayı kokluyor

  1. toplam entry 3
  2. takipçi 7
  3. puan 2797

taze ekmek alıp bayat ekmeği yeme döngüsü

esdemirei
bizim evde görülen bir döngüdür. şöyle ki diyelim bugün 4 ekmek aldık, 2'sini yedik, yarına da bu 2 ekmek bitmeden 3 ekmek aldık. böyle böyle tazeler bitmeden bayatları tüketme eğilimindeyiz. bundaki başlıca etkenler eve olası misafir gelmesi, sabahın erken saatinde olası bir yere gitme girişimi gibi nedenler. bu etkenler de olmayınca hâliyle bayat ekmek yeniliyor.

barış pınarı harekatı

hak yeme hell yeah
Atatürk'ün ordusunun, abd ve İsrail desteği ile devlet kurma hayali kuranları hallaç pamuğuna çevirdiği operasyon.

Akp'yi günahım kadar sevmem. Lakin yiğidi öldür hakkını yeme diye bir laf vardır ki kuzey suriye'de abd baskısını kırmak diplomatik açıdan bir zaferdir. Tekrar ediyorum, yiğidi öldür hakkını yeme.

Bir de bu operasyon akp'nin oy almak için yaptığı bir operasyon değildir. Tsk'nın Suriye iç savaşı başlamadan önce bile talep ettiği bir operasyondur. Askerliği Şırnak'ta yaptık hayırlısı ile. O sınırları gören adamlar daha iyi bilir.

Neyse bir de en komiği nedir biliyor musunuz? Anti emperyalist fikir üzerine kurulu olduğunu savunan bir güruhun şu an 'abd bizi sattı, yetiş ya us air force' diye ağlamasıdır. Hahah nasıl gidiyor abd silahları ile devrim gençler?

Avrupa'nın abd'nin tehditlerinden de zerre korkmayın. Sebep başka olsaydı sizi anlardım ama söz konusu ordumuz olunca türk ırkı her türlü çileyi çeker.

İsterlerse bombalasınlar, isterlerse ekonomimizi bitirsinler, isterlerse yine ekmek kuyruklarında sürünelim. Ne olursa olsun, ama ne olursa olsun size o terör devletini kurdurtmayacağız, amerikan destekli anti emperyalist kertenkeleler sizi...

biz sadece abdülhamid'i yıkmaya odaklandık sonrasını düşünmedik

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
bir burhan kuzu tweet'inde geçen ifade. Ekran alıntısı silinmesine karşı tweet metni için: “2. Abdülhamid Han tahttan uzaklaştırılınca, bir gazeteci Ahmet Şefik Mithat Paşa'ya sormuş: 'Paşam istediğiniz oldu. Şimdi ülke için projeniz nedir?' Paşa da 'Biz sadece Abdülhamid'i yıkmaya odaklandık. Sonrası ne olur düşünmedik' demiş. Ne oldu? İmparatorluk çöktü. Tek hedef Recep Tayyip Erdoğan. Sonra?”

zengin sözlük yazarlarının karalama defteri

kombiwankenobi
Ne annemden ne de babamdan hiçbir zaman abartılı bir sevgi görmedim. Hiçbir zaman öyle durup dururken sarılmalar, güzel sıfatlar duymadım. Suçlamadım da neden böyle diye neden diğer aileler gibi bir ilişkimiz yok. Çünkü onlarda öyle görmüşler. Mesela babamdan hiç duymadım ben doğum günümü kutladığını. Sırf biz onunkini de kutlamayalım diye doğum tarihini kabul etmez, gerçek tarihini de bizden saklar. Annemden çok babam daha duygusaldır, cömerttir, eli açıktır, elinden çıkan para ailesine gidiyorsa asla acımaz, aileye her şeyden çok önem verir. Bende oldukça babacı biriyim. Onun bir iç dökmesine, gözlerinin dolmasına tüm savunmalarım iner, ellerim titrer, tutunamam. O an ne gelirse gelsin ben yıkılırım. Bir o kadar da serttir. Benim de sertliğim belki de biraz babam yüzünden. Şu ana kadar onu kötü hissettirecek hiçbir şey yapmadım. Şu okula gidersen iyi olur dedi gittim. Lisede şu alanı seçersen iyi olur dedi seçtim. Şuraya gitme dedi gitmedim. Arkadaşlarımı hiç sevmez. Hep ailenden başka hiç kimseye güvenme der. Belki de benim güvensizliğim yine babam yüzünden. Bir tek arkadaşlarıma karıştırmam babamı. Nedense birçok zaman o konuda da haklı çıktı. Sadece bir kötü huyu, ön yargıdır. Onu da şu aralar kırma aşamasında. Hiç yüzüne söylemedim ama yazarken bile gözlerimi doldurtuyor, çok seviyorum onu. Ben de çok seviliyorum herkes tarafından. Ailemden kimseyi kırmam herkesin dediğini bir şekilde yapmaya çalışırım. Sevgisiz büyümedim ailem oldukça kalabalık ve hep sevgi gösterdiler. Ama bende babamdan bana kalan bir sertlik var. Sevdiğim kişilere tam olarak direkt onları sevdiğimi söyleyemem. Davranışlarımla da belli edemem. Daha çok onlara yardım ederim elimden geldiğince. Yalnız kalırım sarılırım. Sürekli düşünürüm. Kıyafet alacağım zaman beğendiğim bir şeyi bu ona çok yakışır diye alırım. Ama bunu bir şeyler satın alarak onların sevgisini kazanacağım gibi saçma bir şey doğurmasın. Yeri gelir onlar bana maddi değil manevi bir şey hediye ederler havalara uçarım. Bir şiir gönderirler, bir şarkı gönderirler "bak bu şarkı seni hatırlattı"; diye ne kadar sevip sevmesem de ben o şarkıya aşık olurum.
İçimde sonsuz bir vefa var. Kocaman bir kazanın içinde kaynıyor sanki hiç bitmeyecek. Ve ben bu hayatta olduğum sürece o vefa çevremdekilere hediye edilecek. Ben dünyaya bu yüzden gelmişim. Benim görevim bu. Elimde, avucumda ne varsa sevdiklerime vermek. Ama o bir yanımı susturamıyorum. O güvensizliği durduramıyorum. Kim olursa olsun ister beş yıllık arkadaşım ister on-beş yıllık arkadaşım. Bırak git diyor içimde bir şey. Hiçbiri hiçbir şeyi hak etmiyor, senin kadar düşünmüyor, seni salak yerine koyuyor farkında değil misin? Uğraşma, bırak git. Herkes ihtiyaç halinde arıyor, canı sıkıldığında soruyor. Ben buna hiç inanmak istemiyorum ama bir yandan da gözlerim görüyor gerçeği.
Keşke biraz salak olsaydım biraz bir şeyleri görmeseydim. Tüm yakın arkadaşlarım tüm ailemden dediğim insanları birbirinden asla ayırmam bence büyük haksızlıktır bu. Onların bana yaptığı sevindirici şeyleri de tüm arkadaşlarım yapmış gibi hissederim yine onların beni üzmesini de. Her yapılan, arkamdan çevrilen gizli iş karşıma çıkmasaydı, öğrenmeseydim. Öyle bir şans ki öyle bir aklım var ki hiçbir şey gözümden kaçmıyor. Keşke kaçsaydı. Bu yüzden hep bir vazgeçiş tutuyorum içimde bir bomba gibi. Okul hayatımın son yılındayım. Seneye artık zamanımın çoğunu bir iş ile meşgul edeceğim. Aklımda o zaman kaçmak var. O zaman herkesten her şeyden kaçmak. Kimseye zaman ayırmamak en azından beş yıl kadar bir süre ot gibi yaşamak. Para pul gibi şeyler şu ana kadar hep en sondadır. Gözüm hiçbir şeyde yoktur. Dışlamak istiyorum kendimi her şeyden. Paradan bile. Hak etmiyorum çünkü kimseyi, her şeyi. Yok öyle değil diyenler bile artık öyle samimiyetsiz geliyor ki. O kadar midem bulanıyor ki. Gidip kaçacağım her şeyden. İlla yine birileriyle tanışacağım ama yeni insanlar olacak illa ki oturup bir şeyler yiyeceğim onlarla, bir şeyler içeceğim, paylaşacağım ama asla öncekiler gibi bu kadar kalbime almayacağım. İlk bir yıl üzüleceğim farkındayım. Ama böyle sürekli üzülüyorum. Tüm o yalanları, gizli işleri duydukça gördükçe inanın ki etimden et kopuyor sanki. Bunlar gerçekten büyük şeyler değil sadece birikmiş ufak detaylar. Davranışlarım, sözlerim dışarıya ne gösteriyor bilmiyorum ama ben çok duygusalım çok gereksiz duygusalım. Bu sözlerimin dışında sevdiklerim için ölürüm. Bu çok basit geliyor belki kim ne yapar bilmiyorum ama ben ölürüm. Bana babamdan mirastır bu sertlik bu duygusallık bu değer. Büyük konuşmayayım yine de belki bu kaçmak seneye olmasa bile hayatımın bir döneminde olacak. O yüzden çoğu yakınıma "bana güvenmeyin çünkü ben de sizlere güvenmiyorum"derim. Hayatıma yanlış kişiler mi aldım yoksa ben mi çok yanlış kişiyim diye bazen düşünüyorum ama hiç o kadar teferruatım olmadı ki. Hiç o kadar kişiliğimi bölmedim ki. Hep olduğum gibiydim. Değiştirmedim ki kendimi. Belki çok düşünüyorum çok abartıyorum ama benim için küçük bir konu olmadı hiçbir zaman çevremdeki insanlar. Ve bu çevremdekileri her zaman onların beni düşündüğünden daha fazla düşünüyorum oldukça da eminim. Kimse bana bunun tersi bir durum olduğunu kanıtlayamaz. İnsanların hayatında olmuşum veya olmamışım arasında bir fark olacağını zannetmiyorum. Çünkü artık buna inanıyorum tersini inandırmaya çalışanları da samimiyetsiz buluyorum. Yine yeri gelince yardım edeyim ama sadece maddi. Çünkü manevi yardım ettikçe ve yardım aldıkça ben de azalıyorum, kalmıyorum. Rol yapamıyorum, yoruluyorum. Gerçekten inanması güç ama kendimi 40 yaşında bir insan gibi hissediyorum. Belki salt bir acı yaşamadığım için bu duygu bu kadar dallanıp budaklanıyor. bunu erken hissetmem de güzel. Zamanımı kurtardım en azından. Hayatıma bir gün biri girecek ve benim hayatım olacak. O kişiyi de bulmak biraz da bu yüzden zamanımı alacak. Belki hayatımla kumar oynuyorum bilmiyorum ama umarım o kişi olmak zorunda olduğu için olmaz. neyse kim olursa olsun o da vefamdan hak ettiğini alır illa. kimlere boş yere vermemişim ki o vefadan ona vermeyeyim.
--
savaşım kendimle onu bunu alet ediyorum saçma sapan duygularıma. uzaklaşmalarını istiyorum. yüzüme tükürüp uzaklaşmalarını. soğumaya çalışıyorum ama o kadar güzel insanlar almışım ki hayatıma. bazıları gavat biliyorum ama neyse.

levent üzümcü'nün atatürk'ü sevmeyenlere hain demesi

turuncu gemi
fatih tezcan'ın sıçmık söylemleriyle kardeş bir söylemdir. mustafa kemal her ne kadar cumhuriyetimizin kurucusu ve gelmiş geçmiş cumhurbaşkanları arasında en iyisi olsa da son tahlilde bir siyasetçidir. kimse mustafa kemal'i, abdulhamt'i, erdoğan'ı sevmeye zorlanamayacağı gibi sevmiyor diye de hainlikle suçlanamaz. zira aklı selim düşünüldüğünde ikisi de faşizmdir.

ben bir komünist olarak, genç cumhuriyeti milli burjuva değerler üzerinde yükseltmeye çalışan gazi paşayı korkmadan eleştirebilmeliyim. bunun adı demokrasidir. hatta ilerlemedir. ama tabii ki bu eleştiriler ideolojik temelli olmalıdır. ülkemizin çok büyük bir kısmının saygı, sevgi, minnet duyduğu bir insana asla saygısız bir üslup geliştirilmemelidir. demokrasi kültürünün en önemli temeli olan bir arada yaşamanın gereğidir bu.

fakat kim olursa olsun sevmemenin bedeli hainlikle itham etmenin hiç bir demokraside yeri yoktur.

sevilmediğini kabullenmek

bouii
Sevmek sevilmek önce kendinden başlayan bir süreçtir. Birini gerçekten sevebilmek için kendini sevmeyi öğrenmek gerekiyor; kaldı ki sevilmek de öyle siz henüz kendinizi sevmez ve kimseye sizi gerçekten sevmesi için bir fırsat vermezseniz şikayet etmeye de hakkınız yoktur diye düşünüyorum.

Demem o ki kendinizi sevin, başkalarını da kendi sevgisizliğinizde boğmayın ki sonradan kimse sizi sevmiyor yalanına sığınmayın.

harcaması az olan vatandaşa milletvekili maaşı çok geliyor

miyesmikcih
meclis başkanı halkla alay ediyor.
yahu içkiniz yok,aleminiz yok. Tek kuruş dışarıya çıkmaz. tatilde bikini ve mayolarla pozlar da vermezsiniz, yani vana hep sola dönüyor para içeri akıyor.
gayri-meşru ilişkileriniz olmadığınızı deklare ediyorsunuz, tabi buna pek inanmıyoruz. Yahu ne masrafınız var ki artsın.
çorba 1 lira, et yemekleri üç lira,tatlı 1 lira breh breh breh!...
evet biz fakirlerin birbuçuk lirasına dokunuyor, sizin neyinize dokunsun, afiyet bal şeker olsun.
yiyin de sıçramayın.

kitap alıntıları

warmhole
galaksinin batı sarmal kolunun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırk sekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hala çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı, daha doğrusu eskiden vardı: üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile. her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve hiç kimsenin okyanuslardan asla ayrılmamış olması gerektiğini söylüyordu.

otostopçunun galaksi rehberi - douglas adams

suriyeli

diko
bir tanesiyle tanıştım. anlatayım.
öncelikle belirtmek icap ederse suriyelilerden nefret eden biri değilimdir ama onları misafirperverce karşılayan biri de değilimdir. bunun tek sebebi var o da türkiye'nin suriye politikasındaki yanlışları ve bu yanlışlarda ısrarcı olması sonuçta da yedikleri boku misafirperverlik kisvesi adi altinda sictik bari sivayalim siyasetidir. genelde insanların suriyelilerden nefret etmesinin altında da tayyip düşmanlığı yatar. malumunuz bu ülkenin sayıları azımsanmayacak kadarı kendi cumhurbaşkanını sevmiyor. neyse ben tanıştığım suriyeli ali'den bahsedeyim. ali Türkiye'den olmaktan zerre haz duymayan, biran önce ülkesine dönmek isteyen ama ülkedeki esad rejiminden muzdarip bir ademoglu. Türkiye'de sevilmediginin de farkında. aç acı sevmez diyebilecek kadar mantıklı düşünen biri. bu arada suriye'nin bir zamanlar birçok avrupa ülkesinden daha refah içinde olduğunu söyleyen de biri. ali'ye sordum. neden kalıp ulken için savasmadin dedim. o kadar çok düşman gruplar var ki hangi biriyle savaşacağız dedi. dış güçlerin oyunlarından bahsetti. turkiye'nin de bu savaşın müsebbiblerinden biri oldugunu da soyledi. esad'in diktatör olduğunu söyledi. en dikkat çekici olanı da paranın ab ülkelerinin fonundan aktarıldığını söyleyip size noluyor ki parayı veren avrupa sizin insaninin da ucuza bizi çalıştırmaya dünden raziymis demesi oldu. daha ilginci ise muhabbetin sonunda da bu iki tarafından memnuniyetsiz birlikteliğini "tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" a getirmemiz oldu.

allah bükemeyeceği demir yaratabilir mi

nothing no more
kaldıramayacağı taş değil miydi bu yahu? ne zaman bükemeyeceği demir oldu. milattan önce 322'de ölmüş aristo'nun öğrettiği mantık üzerine bir kum tanesi koyamamış ilkel beyinlere ait bir soru.

cevap basit allahın yaratamayacağı güçte demir de, bükemeyeceği demir de yoktur. buradan allah bükemeyeceği demir yaratamaz öyleyse allah yeterince güçlü değildir çıkarımı yapabiliyorsan. binary code dışına çıkıp asla kuantumu çözemeyeceksin demektir.

kendini çok zorlama zaten.
(bir ateist)

Türkiye'de İslam lideri hayalini kurarken şimdi insanımızı kaybettik

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
“Hevâlarını din diye dayatan, buyurgan beyanlarıyla 'Kadın da, aile de bizden sorulur' deyip fetva veren, kanun çıkartan, muhalif gördükleri hocaları susturan feminist, İslamcı kadınlar taifesi de bilmelidir ki köpük gider, su kalır, hayat biter, hesap başlar. İslam değişmedi, değişmeyecek” ifadelerini içeren tweet'i atan ilahiyatçı İhsan Şenocak'a attığı tweet'le cevap veren bir Twitter kullanıcısının kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Eskiden Türkiye'nin Alem-i İslam'ın lideri olacağını hayal eder dururduk. Şimdilerde ise ailenin çökmesi meselesini tartışır olduk. Dışarıyı İslamileştirelim derken içeriyi, aileyi ve anneyi kaybettik. Uyarıda bulunan hocalarımız ise maalesef ki suçlanır oldu.”

instagram

blackandwhitememories
Hayatlarımızın tanıtım videosu gibi bir şeysi uygulama.

Ne zaman bir eylem gerçekleştirecek olsak önce onun fotoğrafını çeker sonra bu uygulamaya yükleriz ve arından ara ara kontrol ederek kim beğenmiş ve/veya yorum yapmış diye aklımızın bir köşesini hatta bazen tamamını buna adarız/taparız. İlginçtir ki yakın zamanda böyle yapmayanlarla yapanlar arasında bir Dünya savaşı çıkarsa şaşırmayalım.

Hatta ufak bir örnek; geçen hafta bir buluşma esnasında içilen içeceklerin fotoğrafları çekildikten sonra "sen niye çekmiyorsun?" denildi. Gerek yok dedim ve devam ettik, ardından Instagramını versene etiketleyelim dendi ve yok dedim. Sonra garip bakışmalar oldu, şaka yapma gibi muhabbetler döndü. Hayır aslında Instagram hesabım var ama fake bir hesap ve genelde fotoğraf çekimleri üzerine paylaşımlar yapıyorum. Kişisel bir hesap değil ve vermek istemedim, onlar tarafından da bilinsin istemedim. Sonra etiketlendim ve artık yabani bir hayvanım.

zengin sözlük antidud örgütlenmesi

turuncu gemi
kendimi bu kadar nimetten sayacak kadar psikolojide ve kafada olmayı dilerim. zamanında hangi gazeteci sormuştu hatırlamıyorum ama çok haklı bir sorusu vardı. bu köşeler bizim babalarımızın malı mı diyordu. ben de bu vesileyle demek istiyorum ki bu başlıklar babalarımızın malı mı yahuu çocuk parkına çeviriyoruz ortalığı.

ateist

hamlet
Nedense müslüman kesim tarafından küçümsenmeye ve aşağılanmaya çalışılan insanlar bunlar.

Herkesin kendi fikri olabilir bir konu hakkında. Bunu, okuduğu bir kitaptan etkilenmeye indirgemek çok saçma. Ki öyle bile olsa, kutsal kitabını hiç okumadığın bir dine inanmaktan yeğdir ateistlik.

Duyduğuna inanmak bazıları için kolay olabiliyor. Fakat bazıları inanmak için beş duyuyu yeterli bulmayabiliyor. Karakter meselesi.

kürt olduğumuzdan dolayı hep dışlandık

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
İstanbul Havalimanı'nda yüklenici firma İGA'da güvenlik görevlisi olarak çalışan İbrahim Layık adlı kişinin 17 Haziran 2019 tarihinde akşam saatlerinde terminal içerisinde yüksekten atlayarak intihar etmeden önce Instagram hesabı üzerinden attığı ancak kaldırılan bir gönderide kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Kürt olduğumuzdan dolayı hep dışlandık. Belki bu yaptığım şeyle (bir şeyler) değişir. Ne mutlu Kürt ve Türk'üm diyebilene. Hakkınızı helal edin.”

bekle beni

turuncu gemi
ahmet telli'nin her mısrasına sonsuz iman ettiğim muhteşem şiiridir. bize insan ne için yaşar sorusunun cevabını insan onuru için yaşar olarak belletiler. bence insan her hal ve karda kaliteli bir yaşam için de yaşamalı. kötü düşüşlerde, onur ve daha güzel bir yaşam direnciyle ayağa kalkmak için şiar edilmesini salık veririm bu şiirin her mısrasının.

I
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
bekle beni
Bahar geldiğinde
kırlara çıkacaksın
dizboyu otlar üstünde
koş koşabildiğince
ve sakın yitirme neşeyi
Kırların sessizliğinde
yüreğinin sesini dinle
ve orada benim için
küçücük bir yer ayır
ve bekle beni küçüğüm
Doğa pervasızdır biraz
bakarsın en olmaz yerde
masmavi bir su fışkırır
ve suyun ışıldayan göğsünde
sevincin nilüferleri
Bahar şaşırtmasın seni
sırtüstü uzan bir gölgeye
suların, kuşların sesini dinle
ve bekle beni orada
döneceğim küçüğüm

II
Mapusane türküleri
hüzünlüdür biraz
belki her dinleyişinde
yüreğin burkulmakta
için sızlamaktadır
Ama acılara alışılmaz
birşeyler var değişecek
birşeyler var
değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak
Beş on yıl dediğin
pek kolay geçmeyebilir
üstelik bu savaş
bu kahredici kıyım
bitmeyebilir daha uzun süre
Ama sen sahip çıkarak
yaşama ve sevince
bekle beni küçüğüm
acılar bitecek bir gün
sevgiler çiçek açacak
Mapusane türküleri
hüzünlüyse de biraz
yüreğin burkulmasın
için sızlamasın sakın
ve bekle beni küçüğüm

III
Kış kıyamet bir gün
bakarsın çıkıp gelmişim
varsın azgınlaşsın tipi
ve uğuldayadursun
dışardaki rüzgâr
Sakın şaşırma küçüğüm
üşümüş bir serçe gibi
titremesin ellerin
apansız çıkıp geleceğim
kış kıyamet de olsa bir gün
Uğuldayan bu rüzgâr
bu delice yağan kar
ürkütmesin seni
direnmektir artık
bekleyişin öbür adı
Sen türküler söyle
ve gülümse küçüğüm
çünkü sesinin
ırmağıyla yeşerecek
hasretin bozkırları
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
beke beni küçüğüm



sardunyaya ağıt

turuncu gemi
can yücel'in muhteşem bir şiiridir. yenü türkü'nün ada müzikten çıkan ''buğdayın türküsü'' albümünde en az şiir kadar harika bir şekilde bestelenmiştir.
zalimler sanıyorsa çiçekler demire vurulunca zulüm payidar kalacak, hiç öyle sanmasınlar.

İkindiyin saat beşte
Başgardiyan Rıza başta
Karalar bastı koğuşa
Ikindiyin saat beşte

Seyre durduk tantanayı
Tutuklayıp sardunyayı
Attılar dipkapalıya
İkindiyin saat beşte

Yataklık etmiş zaar
Suçu tevatür ve esrar
Elbet bir kızıllığı var
Ikindiyin saat beşte

Dirlik düzenlik kurtulur,
Müdür koltuğa kurulur
Çiçek demire vurulur
İkindiyin saat beşte

Canların gözü yaşta,
Aklı idamlık yoldaşta,
Yeşil ölümle dalaşta
İkindiyin saat beşte

ödevine zarar verenleri polise şikayet eden çocuk

esdemirei
Fen bilgisi dersi proje ödevi için ev maketi hazırlamış, okula giderken bir grup çocuk arasında Kavaklı Mahallesi'nden geçerken çıkan tartışmada çocukların ödevine zarar vermesi üzerine polis merkezine giderek şikayette bulunan Kocaeli Sanayi Odası Gölcük Dumlupınar Ortaokulu öğrencisi Metehan Şamlı adlı çocuktur. Bu olayla ilgili ifade veren Şamlı, “En güzel ödev olsun diye özenerek yaptım. Bugün bu ödevimi kontrol ettirmek ve puan almak için öğretmenime gösterecektim. Çocuklar 2 gün çalışarak yaptığım ev maketimi parçaladılar. Hakkımı aramak istedim. Öğretmenim durumdan haberdar olmuş, ödevimi almadı ve bana henüz not vermedi.” demiş.

Kaynaklar:
1- Sputnik Türkiye: “Ödevine zarar verenleri polise şikayet etti: Hakkımı aramak istedim” (18 Mayıs 2019)

eşik

turuncu gemi
sabahattin kudret aksal şiiridir;

bir yaz günüydü bırakmışım arkamda
yürüyordum sokaklar tozdu, yapılar
boz bulanık bir su gibi akıyordu
bir kadın çamaşırını asıyordu
penceresinde yitirilmiş anılar
burnumda çürümüş yemiş kokuları
sokaklar yeniden yeniden sokaklar
yer bitirir en güzel aydınlıkları
geceyle gündüzün kavşak noktasında
havada kanat vuran kuştu çirkin
ve şaşkın baktım birdenbire karşımda
olağanüstü eşiği güzelliğin.

dark ambient

hak yeme hell yeah
Ortaokulda ben icat ettim sanırdım bu müziği. Sınıfta yerli yersiz aklımda beliren piyano notaları, melodileri hep bu tarzda olurdu. Ve o ana kadar da hiç dinlememiştim. Evde internet falan da yok tabii.

17-18 yaşlarımda başkalarının çoktan bulduğunu görünce üzülmüştüm.

Oğlum var ya hiçbir müzik türünde kendimi bu kadar bulmadım. Gerçekten de gözle görülen karanlığın, kulakla duyulanı bu müzik.

soykırım devam ediyor hala

keskin nisanci
yalanın, şerefsizliğin, ihanetin prim yaptığı bir dönemde hiç de şaşırılmayacak bir yazı. ermeni lobisinin uşakları sürekli faaller ama paralı köpekler soykırımı ispatlayın diyince bir anda ortadan kaybolmuyorlar.

ayrıca çocukları müslümanlığa davet edin kabul etmezlerse öldürebilirsiniz ayetini görmek istiyorum. tamam anladık islam'dan ve müslümanlardan nefret ediyorsunuz, bu durum zerre şeyimde değil de iftira atacaksanız orada duracaksınız.

hatari

olacak o kadar
Tel Aviv'de düzenlenecek 64. Eurovision şarkı yarışmasında bu sene İZLANDA'YI temsil edecek BDSM ve anti-kapitalist tekno-punk müzik grubu.

Anti-israil görüşlü olan grup filistin üzerinden şimdiden israil'i kızdıracak açıklamalarda bulunmaya başlayan grup Eurovision'da "Hate Will Prevail" (Nefret Galip Gelecek) isimli şarkıyla yarışacak.

nothing can be explained

hak yeme hell yeah
Bu dünya'ya ait olmadığına emin olduğum bleach soundtracki. Bence animeyi bu müzik için yapmışlar..

Hani en vurucu şarkıda bile bir umut kırıntısı vardır bunda yoktur.

Bazen balkonumdan dünyayı izlerken yaşadığım pes etmişliğin, bu kadar yeter fişi çekip gidelim diyecek raddedeki boş vermişliğin, bir şeylerin yönünü asla değiştiremeyeceğimi anladığım andaki vazgeçmişliğimin falan melodiye dönüştürülmüş hali...

Bir gün intihar edecek olursam ya da birileri beni öldürmeden önce son isteğimi soracak olursa istediğim tek şey kesinlikle bunu dinlemek olur.

hurma

icgqhs
Bir çok hastalığa iyi gelen hurmayı, yalnızca bir hafta yemekle vücudunuzda neler değişeceğini öğrenmek ister misiniz?

Hurma sağlık açısından oldukça faydalı bir besin. Bir çok hastalığa iyi gelen hurmayı, yalnızca bir hafta yemekle vücudunuzda neler değişeceğini öğrenmek ister misiniz?



Kemikleriniz daha da sağlıklı olmaya başlayacak.
North Dakota Devlet Üniversitesi'nde yapılan çalışmalara göre, hurmanın içerisinde bulunan bor, sağlıklı kemikler için gerekli. Bir başka çalışmaya göre ise fosfor, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi kurutulmuş meyvelerde bulunan mineraller kemikleri güçlendirerek osteoporoz gibi hastalıklarla savaşmada rol alır.



Hurma yiyenlerin sindirim sistemi, yemeyenlere oranla çok daha iyi çalışıyor.
Hurma, lif bakımından zengindir ve sindirim sistemimizin düzgün çalışması için liflere ihtiyacı vardır. Lif tüketimi kabızlığı önler ve düzenli bağırsak hareketleri sağlar. British Journal of Nutrition'da yayımlanan bir araştırmaya göre düzenli olarak hurma yiyen kişilerin sindirim sistemi, yemeyenlere oranla çok daha iyi çalışıyor.

Stres ve depresyonla baş etmenizi sağlar.

Bilim adamları hurmanın stres ve gerginliği giderici etkisine de dikkat çekmektedirler. Berkeley Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalar, sinirleri güçlendiren B6 vitamininin ve kasların çalışmasında önemli rol oynayan magnezyum mineralinin hurmada yüksek miktarda bulunduğunu ortaya koymuştur. Hurma ayrıca içerdiği magnezyum ile böbrekler için de son derece önemlidir. Bir insan günde 2-3 tane hurma yiyerek vücudunun magnezyum ihtiyacını karşılayabilir.



Enerjiniz büyük ölçüde artar.
Hurma lif, potasyum, magnezyum, vitaminler ve antioksidanlar bakımından zengindir. Bu nedenle de atıştırmalık konusunda biçilmiş kaftan olurlar. Fruktoz ve glikoz gibi şekerler sayesinde enerji seviyesinde artış sağlar. Enerji seviyesinde artış sağlamasının yanı sıra hurma, spor gibi yorucu faaliyetlerin ardından kaybolan enerjiyi de kazanmaya da yardımcı olur.



Kalp hastalıklarını önlerler.
Hurmanın, kalp hastalıkları aterojenez risk faktörleri olan trigliserit seviyesini ve oksidatif stresi azalttığı yapılan bir araştırmada gözlemlendi. Bu araştırmaya göre hurma, kan basıncını düşürerek, inme riskini azaltan potasyum bakımından zengin olmaları da kalp hastalıklarının önlenmesini sağlıyor.



Kolon kanseri riskini azaltır.
Hurma yemek sindirim sistemini ve mideyi zararlı bakterilerden koruyarak, bunların kolona yayılmasını engeller. Yiyecek ve Besin Bilimleri Bölümü tarafından yürütülen bir araştırmada düzenli olarak hurma yiyen kişilerde kolonda bulunan kanser hücrelerinin artmasını engelleyen faydalı bakterilerin arttığı gözlemlendi.



Mevsimsel alerjilerin belirtilerini ortadan kaldırır
Mevsimsel alerji rinitleri, yalnızca Birleşik Devletler'de 30 milyon insanı etkiliyor. Hurmanın da bunda olumlu bir etkisi var. Yapılan başka bir araştırma hurma ağacının, mevsimsel alerji yaşayan hastaların yaşadığı iltihap belirtilerini azaltmada etkili olduğunu gösteriyor.



Kilo vermede yardımcı olur
Hurma yemek kilo verme konusunda da olumlu etkiye sahiptir. İçerisinde lif bulunduğu için uzun bir süre tokluk hissi vererek, kan şekerinin düşmesini ve çıkmasını engeller. Hurmada bulunan antioksidanlar, vücudu toksinlerden temizler, sindirimi düzenler, metabolizmayı hızlandırır ve kilo vermeyi kolaylaştırır.



Gözleri kuvvetlendirir
Hurma A vitamini içerdiğinden hurma yiyenlerde özellikle gece körlüğü ve diğer göz hastalıkları olmaz. İkinci Dünya Savaşın'da gece hücumu yapacak olan Amerikan pilotlarına hedeflerini daha net görebilmeleri için hurma yedirmişlerdir. Göz sinirlerini kuvvetlendirici özelliği vardır.



Kan yapıcıdır, Anemi hastalığını kaldırır
Hurmanın içerdiği demir, kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin sentezini kontrol eder ve bu da hamilelikte kansızlığın engellenmesini ve bebeğin gelişimi için hayati önem taşıyan kandaki alyuvarlar dengesinin uygun hale gelmesini sağlar. Bilindiği gibi alyuvarlar kanda oksijen ve karbondioksiti taşıyarak hücrelerin canlılığını sürdürmesinde rol oynarlar. Çok fazla demir içermesi sebebiyle, bir insan günde 15 tane hurma yiyerek vücudunun demir ihtiyacını karşılayabilir ve demir eksikliğinden kaynaklanan rahatsızlıklardan korunmuş olur.

kanser tedavisi gören kızı bıçaklayan yiğit

miyesmikcih
nasıl bir türkiye'de yaşıyoruz?
istanbul yerel seçimlerinde ekrem imamoğlu'nu destekleyen ve sosyal medyada "her şey çok güzel olacak" tagını paylalan ve kampanyaya 20 tl yatıran, recep tayyip erdoğan'ın manevi kızım dediği ve meme kanseri tedavisi gören göknur damat'ı sosyal medyada geber diye mesajlar atanlardan sonra fanatik bir o. ç bacağından bıçaklamış.
imamoğlu geçmiş olsun dileklerini gönderirken ziyaretine gideceği mesajını vermiş.
tekirdağ odak gazetesinin haberine göre chp tekirdağ milletvekili ilhami özcan aygün olayın takipçisi olacağını ifade etmiş.
vuran kişiliksiz şerefsiz aranmaya başlamış.
bu olayın haberiydi, gelelim yoruma.
ulan şerefsiz, insanlık yoksunu, ahlaksız it.
kadına el kaldıran eksik erkektir. hele he biçaklayan, korkak şerefsiz oğlu şerefsizdir. bu yavşaklara bu cesareti verenler kesinlikle seçimlerde derslerini alacaklardır. zaten tekirdağ gibi bir şehirde akp ne alaka.
burası kadın tarafı.
gelelim kanser tarafına.
sakın hastalığımı hafife alma. kanserin ne olduğunu bilmiyorsan rabbin sana onu gösterir, sen olmazsan çocuğunda, annende, babanda, en yakınında görürsün. rab öyle diyor. ben cezeyı geciktirmem, bu dünyada veririm. sende olmayabilir, çocuklarında cezayı gösteririm.
rabbin göstermesin. git özür dile o kadından ve gece gündüz rabbine yalvar, yakar.
ben mevcut tc yasalarının senin hakkında bir yaptırım uygulayacağına inanmıyorum. ama hastaların duası ve bedduası rab nezdinde kabul görür.

peşiya male

turuncu gemi
kürtçede ''evin önü'' anlamına gelen cümledir. muhteşem de bir aram tigran ezgisidir. sanırım bir gün idam edilmeden yahut intihar etmeden önce dinlemek istediğim son şarkıyı sorsalar mehmet atlı'dan peşiya male'yi açın öyle gideyim derim.

pêşiya malê b'kizin e, rindê b'dest û bazin e, qelenê keçika delal, sed û pêncî bizin e...